Sayısız skandala karıştığı için adını "Xe Services" diye değiştirmek zorunda kalan paralı özel ordu "Blackwater", Irak hükümeti tarafından Irak'tan kovuldu. Kovulmaya gerekçe olarak, Irak'ta suçsuz sivilleri öldürmesi gösterildi. Blackwater'ın işlediği suçları Amerikan yargısı ortaya çıkarmıştı. Firmanın lejyonerleri, 2007'de sokakta 14 sivil Iraklıyı öldürdüler.
Irak mahkemeleri, failleri Irak'ta yargılamak istemiş, fakat Amerikan mahkemeleri buna karşı çıkmış, lejyonerleri Amerika'da yargılamıştı. Blackwater, Bush döneminde, Amerika adına kiralanan katilleriyle "ün" yapmıştı. En son skandal Afganistan'dan gelmişti. Oradaki Blackwater grubuna bir de Filipinli fahişe dahil edilmişti ve kadının görevi, paralı katillerin "dinlendirilmeleri programı"na dahil edilmişti (Blacwater "resmi" belgesindeki tanımı: "Morale Welfare Recreation!").
2010'un şubat ayında yaşanan bu olayın ardından dikkat çekici son skandal, tarım alanında "faaliyet" gösteren uluslarötesi Monsanto firmasının, Blackwater'ın adamlarını özel ajan olarak kiralaması oldu. Endüstri casusluğu da yapan Blackwater hakkında araştırma yapan Jeremy Scahill, Blackwater'ın bünyesinde, eski CIA ajanlarından kurulu ve dünya çapında örgütlü bir ajan ağının bulunduğunu ve "parasını verene çalıştığı"nı yazmıştı. Amerikan gizli servislerinin de, kirli işlerini bu gruba yaptırdıkları tahmin ediliyor
Bu olayların ardından dikkat çekici iki şey var...
Bunlardan ilki, şimdilik "Dünya kamuoyu" diye niteleyeceğimiz 'Orta ve Orta-alt Sınıfa dahil Batılı Vatandaşlar'ın tepkisinin, istisnasız bütün firmalar ve hükümetler üzerinde hatırı sayılır bir etkisi olduğu... Yani demokrasi, vicdan, hakaniyet, kamuoyunun önemli bir silahı olmayı sürdürüyor ve bunu 'tüketici' tercihleri alanında kullanarak, oy'dan daha büyük etki yapabiliyor.
(Madem paraya tapıyorlar, paranın akışıyla oynayarak, sistemin vicdansızları da oynatılabilir, hatta hoplatılabilir demektir değil mi?!..)
Bundan, Türklerin de birşeyler öğrenmesi gerek...
Aynı etkiyi Türkiye'de yapabilecek kesim, daha siyasi bir tanıma sahip. Bunlar, yüzde 48'lik 'Hayırcılar'a tekabül ediyorlar. Türk ekonomisinin vazgeçilmez temel tüketiciler ayağını oluşturan bu kesim, ilgi alanlarını ve tüketim alışkanlıklarını değiştirerek, Oy vermekten çok daha etkili olabilir -ki bunun işaretleri de var zaten.
(Mesela yandaş basın/yayın oldukça zavallı bir durumda şu anda. Okunmuyor. Başka örnekler de var.)
İkinci konu, artık hiçbir şeyin gizli kalmamasıdır. Yukarıdaki bilgiler ve çok daha fazlası internette var. Hele WikiLeaks'in yeni bir çağ açmasıyla birlikte, kaşarlanmış bütün katilleri ve arlanmaz hırsızları ortaya çıkarmak mümkün...
Bazı İslamcı "arkadaşlar", "yeni Türkiye" deyip duruyorlar... Yeni Türkiye, yolsuzluğun ve kamu malı talanının kurumsallaştığı, ruhsuz/kültürsüz vasatların "demokraatik" çöl ülkesi midir?!.. O eski Türkiye...
Yeni Türkiye, "TurcoLeaks" yayına girdiğinde kurulmaya başlayabilir...
(Hoş ona bile gerek yok. WikiLeaks aynı görevi gayet iyi yerine getirir.)
Herşey şeffaflaşıp yolsuzluk imkansızlaşırsa, sahici demokrasi ve hukuk işlemeye başlarsa, amca-dayı vasatizmi yerine makul akıl ve yaratıcı düşünce, hakettiği yere getirilirse, Yeni Türkiye'ye bir adım daha yaklaşılmış demektir.
Bakarsınız bir gün, Blackwater tipi şirket ordularından daha rafine işleyen, vicdanlı insanların "Whitewater" gibi orduları da ortaya çıkar bu dünyada!.. Ve WikiLeaks tüm gizli servisleri nasıl sallayıp makaraya sarıyor, dünya basınını nasıl kullanıyorsa, Whitewater da kullanır. Ve Blackwater gibi katil şebekelerinden başlayarak tüm endüstriyel orduları sallayıp makaraya sarar!..
(Olmaz olmaz demeyin!..)