İngiliz Hakim, WikiLeaks sözcüsü Julian Assange'ın kefaletle serbest bırakılmasına karar verdi ama ilginç bir uygulama taleb etti. Julian bir elektronik prangayla Suffolk kontluğunda kalacak, gündüz 10-14 saatleri arası, geceleri de 22 ve 02 arası evden dışarı çıkmayacak. Her gün saat 18'de polise giderek imza verecek. Frontline adlı basın kulübünü kuran ve WikiLeaks'i desteklediğini açıklayan Vaughan Smith de aynı bölgede tutuklu.
Julian, İsveç'in yaptığı itiraz sonuçlanıncaya ve hakimin taleb ettiği ikiyüzbin Pfund Sterlin'i (238.000 Euro) ödeyinceye kadar orada kalacak. Julian'ın avukatı, bu parayı internette bağışlarla toplamanın uzun sürebileceğini söyledi ve ekledi. "Mahkeme maalesef Visa veya Mastercard ile ödemeyi kabul etmiyor."
Yalnız şöyle birşey var. Orada kalması, şimdilik Julian'ın sağlığı için iyi olabilir, zira orada kaldığı sürece hiçbir gizli servis ona birşey yapamaz. Julian'ın serbest bırakılma kararı çıkınca, mahkeme önündeki yüz kişilik bir kalabalık, kararı kutladı.
WikiLeaks olayı, herkese umut aşıladı. Birçok yeni internet platformu ve gazetesi kuruluyor. Hiç ummadığım, "kayıp" saydığım Avrupalı arkadaşlar bile devrimciliklerini yeniden hatırlıyorlar.
Julian'ın tutuklanması da bir tür turnusol kağıdı gibi oldu. Siyaset "dünyası"nda en ilginç olay, Avustralya'nın kendi vatandaşına sahip çıkması ve Amerikalıları takmaması oldu. Ekvator'un Julian'a özgürce çalışma ve oturma izni vermesi, internette siber ordunun ortaya çıkması, çok iyi oldu.
Zayıf olan vicdan sahibi gençlerin gücünün görüldüğü bir dönem...
Aynı zaman kalitesinin Türkiye'deki ifadesi, tam bu ülkeye özgüydü: Esprili ve son derece etkili. Ama bu kadar etkili olmasını, Hükümet'in kaba kibri neden oldu. Yumurtanın kurşundan daha etkili olduğunun anlaşıldığı bir dönem. Genç sivillerin ne kadar yalaka ve züppe olduklarının, Etyen Mahçupyan gibi entellerin ne kadar sağcı olduğunun, AKP'nin Anayasa profesörü milletvekillerinin ne kadar kaba ve hukuk birinci sınıf talebelerinin gerisinde olduğu, yandaş basının eski Tercüman gazetesinden farksız olduğu, işte bu kısa zaman aralığında ortaya çıktı.
Bu kısa dönemin bence en önemli yanı, internette birlikte hareket eden bir ağın ortaya çıkmasıdır.
21 Aralık'ta yeni bir dönem başlıyor. O tarihten, Çin (ve göçebe) yeni yılı 3 Şubat'a kader sürecek dönem önemli. Çünkü yaşanan hızlı dönemin bazı etkileri olacak ve bazı kalıcı değişiklikler olacak..
Benim ilk elden gözüme çarpan değişiklikleri hemen yazayım:
Türban olayı ne oldu? Üniversitede başörtüsü özgürlüğümüzdür hareketi nerede? Yok. Yani artık onların pek yüzüne bakan yok. Postkapitalist yeni paradigma tam anlamıyla devreye giriyor. Etnik/dini kimlikçi neoliberal paradigma tavsıyor.
Tıpkı 68 Hareketi ortaya çıktığında, bir öncesindeki silik gençlik akımlarının yok olması gibi.
O başörtücü (Hükümet yanlısı) "özgürlükçüler", üniversitenin önünde sucuklu yumurta yapıp halka dağıtıyorlar ve "gerçek üniversitelileri biz temsil ediyoruz, yumurta atmayıp yiyoruz" falan gibi akla ziyan laflar ediyorlar. Hükümet taraftarı gençlik hareketi nerede görünmüş?
Tek amaç, yumurtayı etkisizleştirmek.
Yumurta, iktidarı çok fena korkuttu. Çünkü yumurtayı yiyen politikacı, mağdur değil madara oluyor!
Yumurta, kibri vurdu...
Muzip Türklere uygun daha iyi bir gençlik hareketi sembolü olamazdı...