Dünyadan ultra modern "iktisadi" cinnet hikayeleri

Ekonominin ve para ilişkilerinin, toplumların her katmanını derinlemesine kuşattığı günümüz dünyasında paracıllaştırma/ metalaştırma üzerinden, her türlü ölçüyü kaçıran "ekonomik" gelişmeler gündemde. Türkiye'de de Ağrı dağına Hz. Nuh parkı yapıp, 'Nuhun Gemisi'nden otel ve yanına bir de hayvanat bahçesi kurmayı önerecek kadar "milletvekili" olmuş türde insanların "ekonomik sorunlar" ve "işsizliği" çözmek konusunda "yaratıclıkları" sınır tanımıyor! Dünyadaki mesele de burada zaten: Ekonominin para/kâr mantığının hat/hudut tanımaması. (Hz. Nuh bibloları/totemcikleri da yapılırsa daha çok kâr edilir! Sonra sırasıyla diğer peygamberlerin biblolarını yapıp satarsınız!) Dini/imanı/hayatı paraya endeksli dünyam insanı, sadece böyle garip yeni/modern âdetler/fikirler bulmuyor. Eski ataerkil/köy/kasaba âdetlerini bu kez modernleşme istikametinde bir kez daha bozup, cinnet modelleri haline getirebiliyor. Bunun en barbarca örneklerinden biri, Hindistan'ın Bangalore'sinde dikkati çeken kadın ölümleri.

I. Günde üç veya dört kadının 'yanmış vaziyette' polis karakollarına getirildiği ve çoğunun kurtarılamadığı söyleniyor. Resmi belgelere göre ölümlerin nedeni genellikle "gaz patlaması". Asıl neden: Kadınların alenen yakılmaları!
Bu bölgede gelenek olduğu üzere evlenen kadının ailesi damadın ailesine başlık ödüyor. Yalnız, son yıllardaki sorun, belli meslek gruplarından erkeklerin başlık paralarının muazzam artması. Hindistan, özellikle bilişim sektöründe dünyada bir numara sayılıyor ve bilişimci genç erkekler, en "pahalı" damatlar! Evlenen kendini beğenmiş bir iletişimci Hintli damat, karısının ailesinden aldığı başlığı küçümseyip, karısını yaktırıyor. Evet yaktırıyor! (1) Ölen kocanın yaşayan karısını, kocanın cesediyle birlikte diri diri yakma adetine sahip olan bir ülkede, yakılan kadınların katilleri hâlâ görmezden gelinebiliyor. (Bu konuda Kadın Hakları savunucuları, insan hakları savunucuları çalışadursunlar!) Para ile cehalet ve en kara hurafeler bir araya gelince, inanılmaz abukluklar çıkıyor ortaya.

II. Sisteme yönelttiği yerinde eleştirilerle tanınan Naomi Klein da, herşeyin özelleştirilmesinin nerelere varabileceğiyle ilgili ilginç örnekler veriyor. ABD'nin en "modern" ve de "çağdaş" yerlerinin başında gelen Kalifornia'da itfaiye özelleştirilmiş. Kasım ayı ortasında çıkan büyük Kaliforniya yangını ise bunun ne demek olduğunu açıkça ortaya koymuş. Yangının kül ettiği villaların arasından bazılarına hiçbirşey ama hiçbirşey olmayınca, özelleştirmenin nimetleri de anlaşılmış. Büyük bir sigorta şirketi, en zengin ve lüks semtlerde 19 bin Dolarlık servis ücreti karşılığında zenginlerin binalarını bir yıllığına düzenli olarak yanmayan bir maddeyle kaplıyormuş. Ayrıca yangın sırasında itfaiye, sadece para ödeyen abonelerine hizmet sunmuş. (Parası olmayan yanmış yani!) (2) Özelleştirmenin vardığı varacağı yer şu: "Parası olmayan, efendiliğini takınıp paşa paşa ölmelidir!" (Tabii konu ölüm/kalım meselesi olunca kimse paşalığını takınmaz. Para denen şey iptal ediliverir. Saksı gülü zengin/şehirli yumuşak insan türü de elinde parası kalakalır)

III. "Uyku Endüstrisi". Evet aynen böyle. Amerika'da en hızlı yükselen endüstrilerden biri son zamanda! Amerikalıların uykusu fena halde kaçmış bulunuyor. Uyuyabilmek için ihtiyaç duydukları mal ve hizmetler büyük endüstri haline gelmiş. Ekonomi dergilerinin tahminlerine göre ABD'deki "uyku endüstrisi"nin yıllık cirosu yirmi milyar Dolara ulaşmış bulunuyor. (Burada sadece yatak-yorgan giderlerinden söz etmiyoruz) Bine yakın "uyku kliniği"nin, iyi bir uyku konusunda fikir ve bitkisel/homeopatik reçeteler yazdığı, uğurlu özel kolyeler, biblolar/fetişler, tüyler/yünler sattığı bir endüstri. Uykucular için açılan özel dükkanlar arasında yer alan yeni "uyku butikleri"nin daha bir "lüks" oldukları anlaşılıyor. (Parası çok aklı kıt olanlara hitab ediyor) Işık terapilerinin yapıldığı, "Zen-budist alarmlı saatler"in satıldığı yerler buralar. Uyku endüstrisinde en çok kâr edenler, "uyku hapı" üreticileri. ABD'de 2001'den beri uyku hapı satışının, yüzde 51 arttığı söyleniyor. (3)

1.Il Foglio,17.11.2007
2.L'Espresso, 16.11.2007
3.The New York Times (Magazin) 19.11.2007