İlk ferahlama döneminin özgün kalitesi hakkında


Sol'un kendini nasıl aşabileceği (olasılıkları) konusundan önce, dönemin kendine özgü kalitesi hakkında birkaç noktaya dikkat çekmek yararlı olabilir. Eylül ayında başlayan ferahlama dönemi ve yeni sosyal hedeflerin doğuşu aşaması, 2010 Ocak'ına kadar sürebilecek olumlu/yapıcı bir eğilimi öne çıkartabilir. Bu eğilim, malum/bilinen klişelerin dışında düşünmeyi, günlük rutinden kurtulma eğilimlerini, hayal kurma gücünü, (modern kapitalizm ötesi) ütopyaları ve yeni fikirlerin geliştirilmesini güçlendirebilir. Bu eğilimin geliştirilebilmesi ve ona -kendini geliştirebilecek platformu sağlayabilmesi açısından- 'nesnel eleştiri ve sahici demokrasi' ilkesine bağlı kalması, kendine ve iktidara karşı bu ilkeyi işletmeye devam etmesi önemli. Bu dönemde Türkiye'nin hangi hedeflerine erişip hangi hedeflerine erişemeyeceği, daha gerçekçi bir şekilde anlaşılabilecek gibi görünüyor. İktidarın tüm kirli çamaşırlarının piyasaya saçılıp, lise talebeleri tarafından bile görülüp anlaşılacağı bu dönemde, ülke kendi gücünün sınırlarını çok daha iyi anlayıp çok daha gerçekçi/nesnel bir ilerleme tahayyülü oluşturabilecek gibi görünüyor. Bu tahayyülün geleceğe yönelik yeni ütopik tahayyüllerle beslenmesi, yaratıcılığın geliştirilmesi için yeni bir alan açabilir.

Türkiye'nin Solcu/Sağcı/İslamcı/Milliyetçi ötesi yeni 'Makul Muhalefet'inin, kendini (fikren) çok güçlü ve haklı hissedeceği bu dönemde, bu hisse fazla güvenip kendini yenilmez sanmaması gerekiyor. Kendini "yenilmez" sanıp, kibirle -yasaları yeniden siyasallaştırmak gibi- haksız (kendine Müslüman) tavırlara düşerse, bir yenilgi alabilir. (Eylülün ilk üç haftasındaki birinci sınavı geçmiş görünüyor)

Kimseyi kayırmadan ve peşinen yargılamadan (yani kısaca 'kendine karşı bile olsa') nesnel eleştiriyi işletmek ve bundan asla taviz vermemek, Makul Muhalefet'in gelişmesinin güvencesidir. Anlaşıldığı kadarıyla, para ve rant delisi neoliberaller, dibi neredeyse cehenneme kadar uzanan "kapsamlı" ve sistemli yolsuzluklarını -mecburen!- savundukça, şaşırtıcı durumlara düşeceklerdir. Böyle durumlarda bile: iktidarın yaptığı olumlu işleri ve attığı olumlu adımları yadsımamak/desteklemek, hem doğru ve gerçek adına hem de ülkenin kamplaşmasını önlemek adına önemli. Vahşi spekülasyonlar (komplo teorileri!) ve riskler gereksiz görünmektedir. Çünkü kendini çok güçlü hisseden tecrübesiz gençler, karşılarındakini, kendi görmek istedikleri gibi görmeye eğilimlidirler ve hata yapmaya müsaittirler. Şimdilik rasyonel bazda/platformda kalmak ve gelecek kurgularında nesnel yolda ilerlemek, hem Sol gelenekten azami yararlanmayı sağlayacaktır hem de gereksiz/fevri çıkışları önleyecektir.

Bu dönemin, yeni vizyonların doğma ve oluşma dönemi olduğu söylenebilir. Onun da kendine özgü naifliği, delibozukluğu, cürreti ve cesareti olacaktır. Henüz tecrübesi az olanın kendini fazla ciddiye almasının önüne geçmek ve vizyonların olgunlaşmasını sağlamak için, nesnelliğe önem vermek, naiflikleri de kendi içindeki tartışmalara/konuşmalara saklaması gerekiyor. Ancak o zaman, yeni fikirlerin ve ortak aklın geliştirilmesi, en zevkli uğraşılarından biri olabilir.

Bu dönemin en olumlu yanlarından biri de, yardımseverliğin ve ortak akıl kurma eğilimlerinin (yani birbirini tamamlama eğilimlerinin) güçlenmesi gibi görünüyor. Bu da, birçok iyi ve yeni girişime olanak sunuyor -tabii (esasen) nesnel olmak ve sahici çaba harcamak koşuluyla.