Eylül 2008'de Lehmann Brothers Bankası çökünce, ekonomik kriz başlamıştı. Şimdi yeniden, benzeri bir kriz tehlikesi var. Finans çevrelerine panik havası hakim. Bankaları kurtarmak için devletler milyarlarca Dolar "kredi" (yani Hibe) verdiler. Bu paraların ne olduğu, geri ödenip ödenmeyeceği hiç konuşulmadı. Yeni kriz, elbette yeniden bir 'Güven Krizi' (Çünkü para, -burada defalarca yazdığımız gibi- artık sanal hale geldiğinden, maddi karşılığını yitirmiştir ve bir tür "inanç" biçimine dönüşmüştür). Bankalar arasındaki para trafiğinin ve bankaların müşterileriyle ilişkilerinde güven bunalımı yaşandığı anlaşılıyor. Bankalar, batmak üzere olan Yunanistan gibi ülkelerin devlet kâğıtlarıyla ilişkili olabileceklere karşı kuşkulular. Devletler iflas ederse, onları büyük bankalar izleyecek. Bu korku, politikacıları da sarmış görülüyor...
Korkunun ecele faydası yok. Kriz etkilerini azaltmak ve halktaki güven duygusunu yükseltmek için, sistem ötesine doğru bir hamle yapıp, 'Yerel Para' uygulamasına geçilebilir. Yani şöyle...
Bu para türü, küçük yerleşim birimlerinden (kasabalar ve şehir semtlerinden) başlayarak, küçük birimlere has para basımı şeklinde olabilir. İş/hizmet/mal değiş tokuşu karşılığında, sadece küçük birimlerde kullanmaya uygun bir para türüdür.
Bu paralar, ülkenin parasına fikslenir/sabitlenir ve kendi içinde eksi faiz bazında (faiz getirmeyip, faiz götüren şekilde) kullanılabilir. Böylece paranın istiflenmesi ve faiz de önlenmiş olur. Çok mobil bir para türüdür, kesin karşılığı vardır ve kötü amaçla kullanılması zordur.
Bu yöntem, ulus-devletin merkezi yapısıyla pek bağdaşmadığından, merkezi otoritenin itibar etmeyeceği bir yöntemdir. Ama gelecek korkusuna karşı -kapitalizm ötesine doğru- bir ilk önlem olabilir.