Özgür Güney Sudan'ın başkenti Cuba. Nüfusu, 2008 sayımlarına göre, yaklaşık sekiz milyon. Ülke, birbiriyle itilaflı birçok aşiretten oluşuyor. Nilot halkına dahil sayılan Dinka aşireti, en büyük aşiret. Aynı halka dahil Nuer ve Şilluk aşiretleri, diğer önemli halk grupları. Çoğunluğu Müslüman olan kuzey Sudan'a karşın güney Sudan'da çoğunluk Hristiyan. 1960'lı yıllardan beri burada faaliyet gösteren Hristiyan misyonerler, bölge halkının animist/şamanist inançları bırakmasını sağlamış. Son verilere göre halkın yüzde 73'ü okuma-yazma bilmiyor ve açlık sorunuyla boğuşuyor. Yaklaşık dört milyon güney Sudanlı ülke dışında veya kuzey Sudan'da taşıyor. Ülkede yaygın olan dil, Arapça, ama halkın kullandığı asıl diller Nil-Sahra dil grubuna dahil yerel diller.

15 Ocak 2011'de bölgede Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan bir referandumda Güney Sudanlıların yüzde 99'u bağımsızlıkan yana oy kullandı. Şimdi de 9 Temmuz'da bağımsızlık ilan edilecek.
Bu olayın birçok nahoş yanı da var elbette. Başta, yüzde 99 oy her zaman soru işareti uyandırır. Diğer yan, bu ülkenin, olmayan ekonomisiyle bağımsız kalması çok zordur. Asıl sorun, kuzey Sudan'daki katı İslamcı katliamcı rejimin kontrolünden kurtulmaktır elbette. Bölge bu yolla, uluslararası bir koruma kalkanına sahip olmayı hedefliyor.
El Beşir, seçim sonuçlarını ve bağımsızlık kararını kabul etti. (Zaten sadece o konuşup düşünüyor ve karar veriyor. "Kadim" Ortadoğu muhafazakarlığı/firavunluğu böyle!)
Kuzey ile Güney Sudan arasındaki çatışmalar, Güney Afrika'nın arabuluculuğu sayesinde 21 Haziran 2011'de yani geçen hafta salı günü sona erdi. İki ülke arasında askerden arındırılmış bir bölge bulunacak.
Güney Sudan'ın bağımsızlığını elde edebilmesinin altında, elbette petrol rezervleri yatıyor. Bu rezervler artık ülke halkına da yarar sağlayarak üretilebilecek. Eskiden kuzey Sudan rejimi bu gelirlere el koyuyordu. Güney Sudan, tüm Sudan'daki petrolün yüzde 80'ine sahip. Umarız buranın yolsuz eliti, hiç olmazsa İslamcıları taklit edip birkaç yol yapar ülkeye -zira kuzeyle güney arasındaki tek ulaşım, bilmemkaçbin yıldan beri olduğu gibi sadece su yoluyla, yani Nil nehri üzerinden yapılıyor.
Sudan, eskiden firavunların köle deposuymuş. Sudandaki El Beşir rejimi için de Güney Sudan, etinden sütünden petrolünden yararlanılan bir tür köle ülkeydi. Şimdi kölelik tarihi, burada son ermiş görünüyor -şimdilik! Yeni "elitler" halka nasıl davranacak, onu göreceğiz.