Eskiden Suriye'li muhaliflerle konuşmak için, yurtdışında yaşayan Suriyelilerle konuşmak gekirdi. Bu da değişmiş görünüyor. Muhalifler artık Suriye'de, Halep'te dünya basınına konuşuyorlar. Onlardan biri de romancı ve senarist Nihat Siris. Bir İsviçre gazetesiyle yaptığı uzun mülakatta şunları söylüyor:
"İnsanlar kendi kaderlerini kendi ellerine aldılar, hem de öldürülme tehlikesine rağmen. Devlet aygıtı halkı korkutmaya çalışıyor, ama korku artık işlemiyor."
Esad'dan bahsederken söyledikleri çok tanıdık. "Tebasını çocuk yerine koyan, bir baba, onların iyiliğini isteyen bir bilge! Onun gözünde halk, onu sevmesi ve övmesi gereken bir kitle. Bu kitle içinde tek tek bireylerin kişiliği eriyip kayboluyor. Ona, halkın onu sevdiği söyleniyor, ama o kitle olmaksızın o bir hiç."
Gazetenin dikkat çektiği üzere, daha bir ay öncasine kadar jim kendi kendini kutlamak için büyük gösteriler düzenleyebiliyordu (Bkz. Neue Zürcher Zeitung, 24.05.11). Bu şemanın tamamen bozulduğuna, "Önder ve Tebaası" görüntüsünün ortadan kalktığına değinen yazar, insanların bu şablonu kırıp, "Önder"in karaktersiz tebaası olmadıklarını gösterdiklerini söylüyor. Bu, aynı zamanda bu dönemin temel trendine işaret etmesi bakımından da önemli bir tesbit. Kendine her şartta biat eden uysal ve aptal "Tebaa" yaratmaya çalışan "ataerkil tek önder" anlayışı dünyadan tasfiye ediliyor.
Yazar, Mısır'da serbest bir ortamda internetin de yardımıyla canlı bir entelektüel hayatın doğduğunu, bunun da devrim ortamını oluşturduğunu, ama Suriye'deki sıkı istihbarat örgütlenmesinin benzeri bir uyanmayı engellediğini söylüyor. Suriyeliler de kitaplarını Lübnan'da bastırmışlar. Tabii o kitaplar bir şekilde Suriyeli okura ulaşmış.
Şimdi yaşananları bir ayaklanma değil 'Devrim' olarak adlandıran yazar, güvenlik güçlerinin göstericilerle artık başa çıkamadığını söylüyor. Peki neden? Bir tarafta silahlı külahlı tanklı toplu askeri güçler, diğer tarfta sokağa çıkıp 'Özgürlük' diye bağıran ve hemen kaybolan gençler var. Onların silahsız gücü nereden geliyor?
İradelerinden ve kararlılıklarından...
Esad'ın ve ordusunun bu kedi-fare oyununu sürdürebilmesi ve itaati reddden bir halkın başında kalması mümkün değil.
Özgürlük her yerde kazanacak, despotlar ve despot özentileri kaybedecek...
Testi kırıldı su aktı. O suyu o testiye geri döndürmek artık mümkün değil. İran'ından Türkiye'sinden İsrail'ine, hatta ABD'sine ve Rusya'sına kadar bölgeyle ilgili bütün ülkelerin "mânâlı" suskunluğuna ve Esad'a açtıkları gizli kredilere rağmen, Suriye devrimini geri çevirmek, Esad rejimini sürdürmek artık mümkün değil.
(Kemerlerinizi bağlayın!)