10 Şubat günü Suudi Kralı Abdullah ile ABD Başkanı Obama arasında, bu iki ülkenin arasındaki en büyük krizin yaşandığı söyleniyor. İddianın sahibi, İsrail gizli servislerine yakınlığıyla tanınan Debka sitesi. Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek'in "düşürüldüğü" duruma çok kızan Kral Abdullah'ın, Obama ile telefonda tartışırken kalp krizi geçirdiği ve kralın ölüm döşeüinde olduğu gibi bir dedikodu dışarı sızınce, olayın petrol borsası ve finans piyasalarını etkilememesi için saray çevrelerinin, kalpkrizi haberini yalanladıkları söyleniyor. Suudi Kralı, sırtından olduğu bir ameliyat nedeniyle Fas'da dinleniyor.
Mısır'da olanlar, göründüğünden çok daha büyük bir etki yapmış olmalı ve bu etkinin Ortadoğu'daki dengeleri önemli ölçüde değiştirmesi ihtimali var.
Debka, Suudi Kralının, ABD'nin tutumunu çok sert bir şekilde protesto ettiğini iddia ediyor. Sitenin iddialarına göre Kral, bölgede istikrarın bozulacağını ve ABD'yi destekleyen tüm rejimlerin tehlike altında olduklarını Obama'ya söylemiş. Kral, Obama'yı, bölgedeki en sadık dostunu satmakla suçlamış ve Suudi Arabistan'ın, Mübarek'in geri dönmesi için elinden gelen herşeyi yapacağına, olanları (tarihi) geri döndüreceğine yemin etmiş! Bu konuşma gerçekleştiğinde Mübarek Mısır'ı henüz terketmemişti.
Kral Abdullah ve Mübarek yakın arkadaşlar. Kralın Suudi Arabistan'da da benzeri gösterilerin olabileceğinden endişelendiği ve Skendisinin de ABD tarafından Mübarek gibi yalnız bırakılabileceğinden korktuğu iddia ediliyor. Ayrıca ABD'nin Mübarek'i, Hariri gibi yalnız bırakmakla, vefasızlıkla suçluyor.
İddiaların en ilginci, Suudi Kralı'nın derhal İran ile diplomatik ve askeri ilişkileri güçlendirmeye çalıştığı konusu. Telefon görüşmesinden iki gün önce Obama'nın Fas'a özel bir adamını görüşmek üzere gönderdiği ama Suudi Kralın adamla görüşmediği de başka bir iddia.
Şu anda gelişmeler, Arap ülkelerinde yıkılan "statükocu" iktidarların İran ile uzlaşmaya meyilli olduklarını gösteriyor.
İran'ın güç kazanması karşısında İsrail ile yakınlaşan bölge ülkelerindeki iktidarlar, Tunus ve Mısır devrimlerinden sonra saf değiştiriyorlar. ABD'ye güvenmiyorlar. Bu yeni durum, İsrail'in İran tarafından Süveyş Kanalı üzerinden de kuşatılabileceği anlamına geliyor ki, paranoyak İsrail'in böye bir duruma nasıl (sert) bir yanıt verceğini kestirmek kolay değil!
Herzaman olduğu gibi, hiç konuşulmayan asıl konu şu: Mısır ekonomisi her an çökebilir. Askeri darbe, çöküşten önceki son şans olabilir. Gösteriler başladığından beri grevler de oluyor ve ülkenin demiryolları dahil birçok büyük işletmesi ya çalışmıyor ya da kapasitesinin altında çalışıyor. Süveyş Kanalı'ndan geçiş ücretleri alınmıyor mesela
ABD Süveyş Kanalı'nın güneyine, altı savaş gemisi ve küçük boy bir uçak gemisi gönderdi. İkibinden fazla Amerikan deniz komandosu ile birlikte bu askeri kuvvet, çıkarma harekatı yapabilecek şekilde teçhizatlandırılmış durumda. Süveyş Kanalı'nın kapanması halinde derhal müdahale edebilecek pozisyonda bekliyor.