Vladimir İlyiç Lenin, 1917'deki devrimden bahsederken, telefon ve telgrafın rolüne atıf yapmıştı. 1979'daki İran devriminde de kasetler ve kasetçalarlar önemliydi. Sony Walkman'ın ilk modelinin piyasaya çıktığı yıldı.
2009'da İran'daki muhalif Yeşil Hareket'in aktivistleri twitter ve facebook paylaşım sitelerini kullanmışlardı. Bu yılın başında, 24 Ocak günü iki muhalif, direnişin görüntülerini twitter'den dünyayla paylaştıkları için asılarak idam edildiler...
Esasen internet ve internetteki paylaşım sitelerini kullanarak organize olduğu düşünülen Arap gençliği herkesi birçok açıdan şaşırttı. Devrimin şaşırtan yanlarından biri, önemli bir ezberi bozması oldu. İnternet gençliğinin internetsiz direniş gösteremeyeceği düşünülürdü. İran'a bakarak kurulan bu denklem Mısır'da işlemedi.
Faşist Ahmedinecad'ın yaptığını, despot Mübarek de yapıp interneti kapattırdı, cep telefonlarını kestirdi, ama direniş bundan en ufak bir şekilde etkilenmedi.
Mısır'daki direnişçi gençler, daha internet kesilmeden önce 26 sayfalık bir broşür basıp dağıttılar ve direnişçilere twitter/facebook üzerinden değil de, e-mail ile haberleşmeyi ve fotolopiyle çoğaltılmış bildiriler kullanmalarını önerdiler. Devrimci gençlerin, internetin tehlikeleri konusunda İran deneyiminden kendilerine ders çıkardıkları anlaşılıyor. Orada gösteriler bastırıldıktan sonra İran polisi ve devrim muhafızları internetten kimin ne yazdığına bakıp muhalifleri toplamıştı. Gençlerin hem dünyayı aynen takip edip hem de bu kadar çabuk öğrenmesi ve anında reaksiyon göstermesi, bundan sonra da önemli sonuçlar doğuracaktır. Bu sonuçlardan birincisi, artık polis kuvvetiyle adam susturmanın pek mümkün olmadığı/olamayacağıdır. İkincisi, devrimci Arap gençlerin Doğu demokrasilerini değil Batı demokrasilerini örnek almasıdır. Ne Rusya, ne Çin, ne İran, hatta Hindistan bile örnek değildir. Ekonomik açıdan yükselen Doğu, özgürlükler konusunda cazip olamamıştır. Arap devrimlerinin ortaya çıkardığı en ilginç sonuçlardan biri budur ve kuşkusuz derinlemesine incelemeyi gerektiren bir durumdur.
Türkiye dahil bu bölgede iktidarlar, dobra dobra açık sözlü acıtıcı muhalefetlere kulak vermek ve onlara hoşgörülü/toleranslı olmak zorunda kalacaklardır. Çünkü tersi mümkün değildir. Demokrasiymiş gibi yapmak, hukukmuş gibi yapmak, demokraside kuvvetler ayrılığı varmış gibi yapmak, tek adam değil de Meclis karar veriyormuş gibi yapmak ve benzeri maymunluklar bundan sonra pek sökmeyecek gibi görünüyor. Bu yeni durumun nedeni, internet dahil çeşitli iletişim yöntemlerinin çok önemli bir işlevi yerine getirmiş olmasıdır: Enformasyon. Eskiden halklar, ülkelerindeki abuklukları "normal" sanıyorlardı. Artık birileri oturup internetten okuyor. Artık dünyada neyin ne olduğunu öğrenmek çok kolay. Meraklı gençler çok 'okuyorlar' ve 'sağduyulular'. Bu iki özelliğin birarada olduğu yerde, nepotizm ve iktidara yakınlık bazlı yerel despotlukların hayatı çok zordur artık. Oldukça yaygın sağduyulu yeni bir durum hakim olmakta olduğundan, internetin bir süreliğine yasaklamasının da bu temel durumu değiştirmediği anlaşılmıştır -ve bu önemlidir.
Evrensel sahici değerlerin yükseldiği, yerel despotların kendi kafalarına göre kurduğu "-mış" gibi "demokrasi"lerin yıkılacağı bir dönemde yaşıyoruz.
Arap rejimlerinin tamamı yıkılabilir. Ama göründüğü kadarıyla Arap ülkelerinde iktidarlara, Türkiye'deki light-İslamcı çevrelerin ve İran'ın beklediği gibi, İslamcılar gelmeyecektir.
(Çünkü ideolojik -özellikle de dinci- yaklaşımların giderek etki kaybedeceği bir zaman kalitesi söz konusudur ve bu durum giderek belirginleşmektedir.)