"Bir fizikçi olarak; yani bütün hayatı boyunca uyanık/rasyonal bilimlere, yani maddenin araştırılmasına/keşfine hizmet etmiş biri olarak, uçuk sayılacaklardan biri değilim kuşkusuz. Ve atomu keşfimden sonra size şunu söylüyorum: Aslında madde diye birşey yok!
Madde denen şeylerin hepsi, atomu oluşturan partikülleri titreştirerek küçücük güneş sistemleri şeklinde birarada tutan bir güç tarafından oluşturuluyorlar ve hepsi o güçten ibaret. Uzayda ne akıllı ne de sonsuz bir güç olmadığına göre, bu gücün ardında bilinçli ve akıllı bir ruhun olduğunu varsaymak zorundayız.
İşte o ruh, maddenin öznedeni! Görünen madde, geçici/süreli olan madde Gerçek, Sahici değil. Görünmeyen, ölümsüz olan ruh Gerçek, Sahici.
Ama ruh da kendi başına olamadığı için, her ruh bir varlığa ait olduğu için, mecburen ruh-varlıkları kabul etmek zorundayız. Ruh-varlıklar kendi başlarına olamadıklarından ve yaratılmış olmak zorunda olduklarından, bu gizemli yaratıcıyı yeryüzündeki her kültürlü halkın binlerce yıldır adlandırdığı gibi adlandırmaktan çekinmiyorum: Tanrı.
Gördüğünüz gibi sevgili dostlarım, bütün yaratılışın öznedeni ruha artık inanılmadığı için Tanrı'dan uzakta kalmanın acısıyla yaşarken, en küçük görünmeyen bir parçacık (atom), gerçeği maddedelisi materyalizmin mezarlığından çıkarıyor ve kaybedilip unutulan ruhun dünyasına giden kapıları açıyor."
(1944 yılında yaptığı bir konuşmadan.)
Max Planck (1858-1947)
Albert Einstein ayarındaki bir-iki teorik fizikçiden biridir. Hatta adı Einstein'dan sonra en çok bilinen fizikçidir (Einstein'dan yirmi yaş büyüktür). Kuantum fiziğinin kurucusudur. 1918 yılının fizik Nobel ödülünün sahibidir. 1885'de profesör oldu. Max Planck'ın yukarıdaki konuşmayı yaptığı yıl, oğlu Erwin Nazilere karşı direniş örgütüne katılmak suçuyla tutuklanıp yargılandı, ölüme mahkum edildi ve 1945'de Gestapo tarafından kurşuna dizildi. Savaştan sonra Max Planck, 1946'da Isaac Newton'un üçyüzüncü yaşgünü törenine Royal Society'nin davet ettiği tek Alman bilim adamıydı. Hayatının son günlerini, çok sayıda üniversitede sürekli seminerler vererek ve dolaşarak geçirdi.