Tahrir Meydanı yeniden hıncahınç. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden haberleşip, yeniden meydanı doldurdular. Bu kez çok açık ve net, Mısır Ordusu'nun iktidarı sivillere devretmesini istiyorlar. Dün akşam (21.11.11) Geçici Mısır Hükümeti istifasını sundu. Tahrir Meydanı'na sert müdahale eden polis, 30'dan fazla eylemciyi öldürdü, 1700'ünü de yraladı. Ama mücadele sürüyor.
Hafta sonundaki kanlı protesto eylemlerine dikkat çeken Sol eğilimli İsveç gazetesi Aftonbladet, Mısırlı devrimcilerin, sadece eski Mübarek despotları yenileriyle değiştirmekle yetinmeyeceğini yazıp, asıl konuya geliyor: Devrimin konusu soba borusu değil, "Rejimi otoriter iktidar sahiplerinin elinden kurtarıp Halka vermektir. Ordu, dünkü Tahrir olaylarının da gösterdiği gibi, bu yolda bir engel teşkil etmeye başladı. İplerin perde arkasından çekildiği uyduruk bir gösteriş demokrasisinin istenmediği, Mısırlı generallere gösterilmek zorundaydı." Gazete, demokrasi aktivistleri, blog yazarları ve göstericilere uygulanan baskıların son bulması gerektiğini de yazmış. (21.11.11)
Tahrir Hareketi'nin yeniden hareketlenmesini sağlayan en önemli olay, Mısırlı Hristiyanlara karşı Mısır Ordusunun uyguladığı benzersiz şiddet olmuştu. Askerlerin Hristiyan Kıptilere karşı tavrına Türkiye'den de ses çıkmadı. Şimdi seçim üzeri. Avusturya'nın Sol eğilimli Der Standart gazetesi de, kan banyosu eşliğinde seçime gitmenin ne kadar büyük bir trajedi olduğuna dikkat çekip, "Bir tarafta Ordu, öbür tarafta halkın geriye kalanı" diye özetliyor durumu. En önemlisi, halk içindeki grupların birbirine olan güveni yitirmelerinden dem vurması. Gerçekten öyle midir bilmiyorum ama gazetenin gözlüğünden durum vahim görünüyor. "Mısır Ordusunun vatanseverliğine olan güven rüyasından herkes uyandı" diyen gazete, Mısır'da, Mübarek'in yerini "Yüksek askeri kurul"un aldığını vurguluyor. (22.11.11)
İsviçre'de yayımlanan muhafazakar Neue Zürcher Zeitung, yeni protesto eylemlerinde Müslüman Kardeşler örgütünün baş rolü oynadığını yazıyor. Tahrir'in yeniden hareketlenmesinde Askerlere karşı yükselen nefretin rolü var elbette, ama gazete, asıl Müslüman Kardeşlerin yaygın örgütlenme ağı sayesinde eski günlere bu şekilde geri dönüşün mümkün olduğunu düşünüyor. Bu grubun, Mısır'daki Sol kesimlerle girdiği ittifakı "garip" bulan gazete, seçimlerden sonra İslamcı-Sol işbirliğinin bozulabileceğini ima ediyor ve şöyle diyor: "Mısır devrimi 'devrim' adını, Mübarek'in devrilmesi ile başlayan sürecin seçim ile yeni bir siyasi düzene dönüştürülmesinden sonra hak edecek." (22.11.11)
Sol eğilimli Fransız Liberation gazetesi, "Mısır'ı sadece demokrasinin kurtarabileceği"ni manşet yapmış. Gazetenin isteği, Mısır'da en kısa zamanda, demokratik seçimlerle iktidara gelmiş bir Hükümet...
Gazete, bunu yavaşlatmak isteyenlerin utanması gerektiğini, "Askerlerin kışlalarına dönmesini, iktidarı sivillere devretmeleri"ni yazıyor. Gazeteye göre, "En büyük Arap ülkesi Mısır'ı tehdit eden tehlikeleri ortadan kaldıracak gücü ancak demokrasi üretebilir." (22.11.11)