Pazartesi günü Frankfurt, Paris ve Milano borsaları, yüzde beş kadar düşüş gösterdi. Euro bölgesi sinyal veriyor. Konu hakkında Avrupa basını teşhisi doğru koymuş görünüyor.
Fransa'nın Le Monde gazetesi, bankaların büyük tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor. Euro değil ama Avrupa bankalarının çökme ihtimalinin olası siyasi sonuçlarına da dikkat çekiliyor. Bankaların birbiri ardından batma ihtimalinin çok bariz bir nedeni var. Avrupa bankaları, Yunanistan'ın, Portekiz'in, İrlanda'nin, İspanya'nın borçlarını taşıyorlar. Bu ülkelerin borçlarını ödeyememe ihtimali yükseliyor. Bazı bankaların bu tehlikeli durum karşısında, mali piyasalar tarafından dışlanmaları mümkün. Sistemin bütününü korumak için, bir kısmının devre dışı bırakılması durumu sonucunda olabilecekleri bir uzman Le Monde'a (6.9.2011) şöyle yorumluyor: "Bankalarda parası olanlar, tıpkı 2001'de Arjantin'de olduğu gibi bankalara hücum ederler ve bir tür bankalar Fukushima'sı yaşanır."
İtalyan La Stampa gazetesi, Avrupa'da Euro'nun en zayıf olduğu ülke İtalya'daki siyasi zayıflığın da bu krizde Avrupa'ya zararı dokunabileceği üzerinde duruyor. Finans piyasalarının İtalya'dan uzak duruşunu, ülkenin büyüklüğüne bağlayan gazete, Avrupa Merkez Bankası'nın yapacağı yardımın İtalya'da hemen buharlaşacağı ve pek bir işe yaramayacağını ima ediyor. (6.9.2011)
İspanyol La Vanguardia gazetesi, krizin ilk aşamasını çok daha yerinde yorumlamış. Gazete, krizin başladığı dört yıl öncesinden beri yanlış politikalara dikkat çekerek, en büyük yanlışın, bankaların devlet parasıyla kurtarılmaları olduğunu yazmış. Gazetenin esas dikkat çektiği ve övülmesi gereken yorumu, bu paraların bankalara verilmesi sırasında hiçbir şart öne sürülmediğini görmesi ve bu şartı dört yıl aradan sonra da olsa kocaman yazmış olması: "Devletler büyük paraları bankalara verirken, bu paraların ailelerin/vatandaşların ellerine geçmesini, yani paranın halka inmesini şart koşmalıydılar." (6.9.2011)
Evet, öyle olmalıydı...