Milliyetçilik sosyo-ekonomisinin, endüstrileşmiş toplumlarda oluştuğunu ve milliyetçiliğin asıl temelinin de endüstriyel üretimle başlayan (ve günümüzde devam eden) kapitalizm türü olduğunu ne kadar tekrarlasak azdır. Milliyetçilik, çeşitli türleriyle, ancak günümüzün kapitalizm şartlarında oluşur. Kapitalizmi üreten ruh, aynı zamanda Milliyetçiliği/Ulusalcılığı üreten ruhtur. Burada bir noktaya dikkat çekmem gerek. Milliyetçilik/Ulusalcılık, ille de etnik kimlikle ilgili birşey demek değildir, dini kimlikle de ilgili olabilir. Asıl önemli olan, "Milliyetçi" tutumdur, ne milliyetçiliği olacağı, onun önüne getirilen sıfatla belirlenir. Türk ve Kürt Milliyetçiliği olduğu gibi, Sünni Milliyetçiliği de olabilir.
Kapitalist zihniyete ve oradan Milliyetçi zihniyete can veren düşünce biçimini iki bileşeni bulunur:
1. Kohärenz/Coherentism/Tutarlılık. Yani, bütünün parçalarının birbiriyle uyumu zorunludur. Bu şu demek: Sözlediğiniz söz, bir bütünle çelişmeyecek, rasyonel olacak (buna Konsistenz/Consistency de diyebiliriz). Ortaya bir fikir atıyorsunuz, bu, daha önceki kanıtlanmış teorilere de uyum sağlar olacak. Bu anlayış, bugünkü modern insanın temel düstüru.
Benzer durumları aynı şekilde (aynı kriterlerle) değerlendiriyorsunuz.
2. Effizienz/Efficiencz/Verimlilik. Yani, elinizdeki araçları/kaynakları, duygusallıktan uzak, buz gibi soğuk bir şekilde seçiyorsunuz.
Dünyada şimdi herkese, dünyanın en normal şeyi gibi gelen bu anlayış, amaca uygun rasyonel bir yaklaşımla, gözünü kırpmadan soğuk bir verimlilik hesbı yapıp doğanın ve hayatın canına okuyan bakış şeklidir. Milli ruh ve oradan da Milliyetçi ruh, tam da buradan doğar.