Türkiye'de nedense pek ilgi gösterilmiyor ama ABD gerçekten çok zor durumda. Ve ABD'nin çöküşü, dünya ekonomisinin çöküşü demek olur. Nitekim Türk Hükümetinden Babacan, 2008 yılındakine benzer bir krizin yaşanabileceğini ve bu kez Türkiye'nin de etkilenebileceğini söyledi. Geçi Babacan'ın, daha çok Avrupa'nın durumuna bakarak bu uyarıyı yaptığı anlaşılıyor, ama durum çok daha vahim, çok daha derin. Şu anda ABD'nin Çin'e olan borcu, 1 trilyon 150 milyar dolar kadar, yani 1150 milyar Dolar!
Perşembe günü Moody's, ABD'nin kredi notunu düşürebileceğini söyledi. bunun nedeni, ABD'nin borç yükünü kaldırma sınırına dayanması ve borçlarını döndürememe tehlikesiyle karşı karşıya kalması. FED başkanı Bernanke, çok haklı olarak, ABD'nin kredi notunun düşürülmesi halinde bir felaket olabileceğini söylemiş.
Burada bin kere yazdığımız üzere; "kapitalizme birşey olmaz" diyenler günümüzde çok tehlikeli yaşamaktadır. Neoliberal global ekonominin değiştirilmesi için hiçbirşey yapılmamıştır -Eh o halde bu ekonomi çökebilir demektir. Müslüman muhafazakarların anlayacağı dilden yeniden söylemek gerekirse: "Her neoliberal ekonomi, ölümü tadacaktır."
ABD, Avrupa Birliği'nden sonra Çin'in en çok ihracat yaptığı ikinci büyük ekonomidir ve Çin Hükümetinin ekonomi danışmanlarından Yu Bin, Beijing'de yaptığı bir vasın açıklamasıyla, ABD'nin sinyal vermeye başladığını ve "Amerikan ekonomisinin ürkütücü durumda" olduğunu söyledi. FED'in atmak zorunda kalacağı adımların Çin'e zararı olacağını belirten Yu, Dolar'ın değerinin hızla değişmesiyle birlikte, petrol fiyatlarının hızla yükselebileceğinden korkuyor. Yu, Çin'in Dolar rezervlerinin bir kızmını, başka para birimlerine çevirmesini önerdi. Bunun gerçekleşmesi demek, Dolar'ın bir numaralı dünya parası olmasına son verebilir. Bu durumda ABD'nin borçlarını döndürmesi hepten imkansız hale gelebilir. Ama Çin bunu göze alamaz, zira bir trilyon Dolar alacağı var! Fakat bu kısır döngünün sürdürülmesi, artık çok daha zor. Türk Hükümeti'nin de tehlikeli sulardan çıkmak için TL'nin değerini düşürmesi gerekiyor. Hükümet, halk desteğini kaybetmemek için bunu yapmamakta direniyor, ama mecbur kalabilir.
Tehlikeli sulara girildi. Böyle kritik bir dönemde, her konuşmasıyla biryerleri kırıp döken, uzlaşma kültürünün zerresine sahip olmayan, herşeye tek naşına karar veren kinci bir Başbakan, Türkiye'nin felaketi olabilir. Acilen, iç barışı ve kenetlenmeyi sağlayacak adımlar atılması gerekiyor. Bunun için tutuklu milletvekillerinin bırakılmasıyla ve BDP'nin Meclis'te yemin etmesiyle başlanabilir. Erdoğan'ın Başbakanlıktan uzaklaştırılması, Türkiye'ye yapılmış bir iyilik olacaktır. Türkiye'nin büyük bir koalisyon tarafından yönetilmesi, şimdi ideal bir durum olurdu.