Bugün, 28.Kasım günü, Türkiye saatiyle gece 22'den sonra WikiLeaks, gizli diplomatik belgeleri açıklamaya başladı...
Bunlar arasından Türkiye'yi ilgilendiren ilk ilginç belgelerdan bazıları, kısaca şu konular hakkında:
1. Erdoğan'ın gizli islami bir ajandası var.
2. Davutoğlu, Erdoğan'ı daha islamcı olmak konusunda teşvik ediyor.
3. Amerikan büyükelçilikleri arasında Washington'a en çok rapor/kripto gönderenleren, Ankara büyükelçisi (onu izleyenler; Bağdat, Amman, Kuveyt ve Tokio Büyükelçilikleri).
4. Türkiye'nin bir islam devleti olmak yolunda ilerlediği belirtiliyor.
5. Davutoğlu'nun ve Erdoğan'ın danışmanlarının, Ankara'nın (iç politikanın) ötesine uzanan tutarlı bir perspektiflerinin olmadığı ifade ediliyor.
6. Davutoğlu'nun, "olağanüstü tehlikeli" diye tanımlandığına işaret ediliyor.
7. Erdoğan'ın etrafındaki danışmanlar, "yalaka, dalkavuk" olarak tarif ediliyor.
8. Erdoğan ailesinin yolsuzluk ilişkileri izleme altında.
9. ABD'nin PKK'yı desteklediğiyle ilgili bir belge, sitede bulunmuyor.
Dünyayı ilgilendiren bazı başlıklar da şöyle:
1. ABD, en dayanıklı beton sığınakları vurmak için gerekli roketleri bu yılın Mayıs ayında İsrail'e verdi. Bu silahlerın İran'a karşı kullanılması bekleniyor.
2. ABD, 2010 yılını, İran konusunda 'Kritik yıl' sayıyor.
3. Çin'in ABD'ye siber saldırı tehdidi. (Daha önce bu blogda, Kanadalıların bir Çin siber istihbarat ağını tesadüfen nasıl ortaya çıkardığından bahsetmiştik)
Belgeler hakkında şimdilik ilk değerlendirmeyi, İtalyan Dışişleri Bakanı Franco Frattini yaptı ve WikiLeaks'in belgelerini, "Diplomasinin 11 Eylülü" diye yorumladı. Diğer söyledikleri de "Diplomasi, tıpkı 11 Eylülden sonra dünyanın değişmesi gibi değişecektir. Diploması karşılıklı güven demektir, artık kimse kimseye güvenmeyecektir" mealinde.
8 Haziran 2005'de Amerikalı diplomatların ABD'ye gönderdikleri bir kriptoda, Bakan Abdülkadir Aksu'nun adının eroin ticaretine karıştığı anlatılıyor.
Belgenin ilgili kısmının çevirisi (OdaTV'nin çevirisi) şöyle:
“Sami Güçlü’nün görevden alınması, Erdoğan’ın Abdullah Gül’ün etkinliğini kırma niyetinde olduğunu gösteriyor. Akşit ve Ergezen’i İçişleri Bakanı Aksu karşısında güçlü birer rakip yapar. Eker’in atanmasıyla da Erdoğan, Aksu’nun alanını daraltır. Aksu, son olarak, Erdoğan’ın amaçları doğrultusunda Hanefi Avcı’yı devreden çıkararak Erdoğan’ın isteklerini yerine getirdi. Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğü organize suçlarla mücadele daire başkanlığı görevini yapan Gülen hareketinin bir mensubu olarak, AKP’nin içine kadar giden yolsuzluk soruşturmalarıyla dikkati çekmeye başlamıştı. Erdoğan bir süredir Aksu’dan, bazı milletvekillerini AKP’den uzaklaştırma çabası nedeniyle rahatsızdı. Aksu’nun Kürtleri kayırması, eroin ticaretine adının karışması, 20 yaşın altındaki genç kızlara düşkünlüğü ve oğlunun açıkça mafya üyeliği kabinedeki konumunu zayıflatıyordu.”