"Jeostrateji" kavramının ortaya çıkışı, petrol/kömür gibi hazır fosil bazlı enerji kaynaklarının ulus-devletler arasında paylaşımıyla ilgilidir. Jeostrateji, Lenin'in tarif ettiği "Emperyalizm Çağı"na özgü -Prusya'da icad edilmiş- bir kavramdı. Bu kavram, yerel/bölgesel enerji kaynaklarına göre kurulu modern devletler sisteminin bir parçasıdır. Türkiye'de "yüksek politika" babında islamcıların da çılgınca ilgilendikleri tek konudur. Eski Türk kafasının "Toprakları genişletmek" anlayışı da bu eski kavramın ölü biçimine dayanır. Osmanlı, "Jeostratejik" nedenlerle parçalanmıştır, eski feodal Türk kafası da harita büyüklüğüne meraklı olduğundan, çölleri alıp harita büyütmeye meraklıdır! Kısacası, günümüzde savaşların en önemli neenlerinin başında "Jeostrateji" gelir ve bu kavramın "Jeo" kökü de esasen petrol/gaz demektir.
Belli yerlerde, yeraltından çıkarılıp çıkarılıp yakılan bu enerji kaynakları belli bir coğrafyaya bağlı olduklarından, dünyanın belli yerleri "değerli arsa"dır.
Bir de coğrafyaya bağlı olmayan, yani "Jeostratejik" olmayan, bu nedenle de devlet denen ömür törpüsü oluşukların pek ilgilenmediği enerji biçimleri var. Mesela Güneş Enerjisi, Rüzgar Enerjisi, bu enerjilerin başında gelir. Kapitalizme göre yeniden kurgılanmış ulus-devletlerin, hava kirliliği üretmeyen bu desentral enerji biçimlerine teveccüh etmemelerinin diğer nedeni de, Güneş/Rüzgar enerjilerinin karmaşık endüstriye uygun olmamasıdır. Kapitalist ekonomi, çok yoğun ve yüksek oktanlı (fazla miktarda) enerji kullanmaktadır ve özellikle (modernizmin sembollerinden) otomobillerde Güneş/Rüzgar enerjileri kullanılamamaktadır.
Eskiden beri bilim adamları petrol bağımlılığından kurtulmak için araştırmalar yapar dururlar. Birşeyler de bulurlar, ama desentral enerji kaynakları "Jeostrateji"ye (ve mesela İslamcı barbarların toprakçı çölcül kafasına da) uymadığından ciddiye alınmaz. (Bir ara suyun dönüştürülmesiyle çalışan otomobiller de yapılmıştı. Bunların hiçbirinin üzerinde durulmamıştır.)
Desentral enerjiler belli bir coğrafyaya bağlı olmadığından, klasik emperyalizme meraklı eski süper ulus-devletlerle global bütüncül emperyalist girişimlerin gazını bütünüyle alacak önemdedir. En önemlisi, "Jeostratejik" petrol çağının sona erdirilmesi, çöl sıçanı seksist Suudi/Vahabi/Selefi faşizminin de sonu olablir mesela.
İşte şimdi yeniden böyle bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Bu kez oldukça ciddi, çünkü klasik kapitalist sistem topu atmış bulunuyor. İtalya'da yeni bir icad, geçen yıl patent aldı. (Çok kez reddedilmişti!) Adına kısaca "Soğuk Füzyon" denen bu yeni enerji türü, oldukça ucuza çevreye zararsız/atıksız yoğun enerji üretebiliyor. Enerjinin ana fikri, düşük ısıda atomun parçalanması şeklinde. Teori gerçek oldu ve şimdi bir katalizatör yapıldı. Hidrojen ile Nikeli sentezleyerek bakır elde eden bir işlemle gerekli enerji üretiliyor. Projenin mimarı işletmeci, fizik nobeli almış Brian Josephson'dan yardım almış. Bu aletin en ilginç yanı, atomun parçalanması sırasında açığa çıkan zararlı Gamma ışınları çıkarmaması/yaymaması.
Petrol firmaları ve lobilerinin, Suudi ve diğerlerinin, atom lobilerinin bu işi engelleme girişimleri şimdilik direkten döndü. Olay denendi, başarıyla uygulandı, bilim dergilerine girdi, bunu üretmeye kararlı bir fabrika da var. Kısacası cin şişeden çıktı. Şimdi tüm "Jeostrateji" manyaklarına kolay gelsin. Çünkü devir, onları birbirine kırdırtma devri. Petrollerini, Şeyhlerini, Vahabilerini ve İslamcılarını da alıp gidecekler...