Bayramınız kutlu olsun! |
'Kapitalist düzen'in, toplumların her zerresine sızmasından ve herkesi birbirine tiyatro oynamak zorunda bırakmasından önceki devirlerde yaygın olan dürüstlük kültürü, ortama uymak pahasına asla eğilip bükülmeyen (yani dalavereyi normalleştirmeyen) bir şeydi...
On yıl önce dürüstlük henüz prim yapıyordu.
Toplumun ruh sağlığı bakımından ne kadar önemli olduğu eskiden çok daha iyi biliniyor, daha iyi hissediliyordu.
"Eskilerin tadı vardı" derken, tad, biraz da buradan geliyor...
Eskiden dürüstlük, içtenlik vardı. İkiyüzlülüğün eninde sonunda ikiyüzlüleri -ama en kötüsü toplumu- vurduğunu herkes biliyordu. Ve en önemlisi, bunların ürettiği karşılıklı sevgi-saygı vardı, buna 'Tolerans' deniyordu ve bütün bunlar, dürüstlüğün yeniden üretilmesine yardımcı oluyorlardı.
Ekonomik kriz, erdemin krizi değil ama erdemin paspas yapılmasının ardından daima krizin geldiği de kesin. Dürüstlük kültürünün ve erdemin, hem de "dindar" olmak iddiasındakiler tarafından bu denli ayaklar altına alınması ürkütücü.
Bozulmanın da bir sınırı olmalı değil mi?!
Bugünkü ölçülerde insan bozulması, şaşırtıyor...
Üzülmemek, öfkelenmemek mümkün değil...