"Tüm kalbimle sevdiğim adamı Rüyamda gördüğümden beri
Renkli kelebeklerin rüyalarında seviyorum."O zamandan beri
Ono no Komachi, 850'li yıllarda Heian şehrinin başkent yapıldığı Japonya'da, kültür ve uygarlığın yükseliş döneminde yaşamış dünyalar güzeli bir kadın. Ono o kadar güzel o kadar güzelmiş ki, bütün erkekler ona deli divaneymiş. Göğün Oğlu Tennō Nimmyo'nun sarayında yaşayan Fukakusha no Shoko da, birçok erkek gibi aşık olmuş ona.Hem benzersiz bir güzelliğe, hem de benzersiz bir edebi yeteneğe sahip bir kadın...
Ono no Komachi, aşk ve cinsellik konularında da son derece kendinden emin, özgüvenli bir kadın. Söylendiği kadarıyla 'Sevişmek Sanatı'nda da usta. Her yanıyla mükemmel, onun gibi bir kadının aşkını kazanmak...
işte bunun için çırpınan genç adama Ono bir şart koşmuş.
"Eğer yüz gece boyunca kapıma gelir dönersen, yüzbirinci geceden itibaren sevgilim olursun."
Genç adam, tam doksandokuz gece boyunca, Heian sarayından Ono no Komachi'nin kapısına gelip beklemiş ve saraya geri dönmüş. Sevinçle yüzüncü gece atını eyerleyip saraydan ayrılmaya hazırlanırken, koşarak gelen hizmetçiler, babasının vefatını bildirmişler. Bu durumda saraydan ayrılması mümkün olmadığından, genç adam yıkılmış. O gece, aşık olduğu kadının kapısına gidememiş. Hem babasının üzüntüsü, hem de reddedileceği korkusuyla yataklara düşmüş. Ono, adamın son gece gelmemesine bozulmuş, ama birkaç gün sonra merak edip adamı aramaya saraya gelmiş gelmesine, ama Ono saraya geldiğinde, genç adamın öldüğünü öğrenmiş.
Bu olayın, Ono'yu resmen yıktığı söylenir. Tüm erkeklerin aşık olduğu muhteşem şair, kendi kibrinin ve nazının kurbanı olduğunu, adamı ne kadar çok sevdiğini o zaman anlamış.
Bu hikayenin çeşitli versiyonları vardır. "Japon şiirinin otuzaltı Ölümsüz Şairi"nden biri sayılan Ono'nun, bu olaydan sonra yalnız yaşadığı ve çirkin bir kadın olana kadar durmadan ülkede dolaştığı söylenir. Hikayenin tüm versiyonları, Ono'nun tüm kalbiyle aşık olduğu adamın, onun kapısında doksandokuz gün bekleyen Fukakusha olduğuna işaret eder.
Heian dönemi, bugünkü Kyōto şehrinin imparatorluk başkenti olmasıyla başlar. Bu dönemde Japonya, Çin'le olan ilişkilerini oldukça azaltıp kendi içine döner ve asıl Japon kültürü ve uygarlığının tüm ihtişamıyla ortaya çıkar. Bu dönemde Tennō'nun emriyle hazırlanan ilk şiir antolojisi Kokin Wakashū'da, Ono no Komachi'nin onsekiz şiiri bulunur. Ono'nun şiirleri, sadece bir ânı yoğun bir şekilde ifade etmeyi amaçlayan ve kafiyeli olmayan "Tanka" türündedir. Ono'nun yazdığı ve "Waka" sayılan şiirleri, eski Çin stilindeki şiirlerdir. Çevirisinin son derece zor olduğu söylenen karmaşık Ono şiirlerindeki her Kanji işareti (Çin dilinde de aynı yazılan işaret) birçok anlam ifade eden ve farklı farklı anlaşılabilecek özellikler taşır. Bu zor şiir türünün "Ölümsüz altı ustası"ndan biri de Ono no Komachi'dir.
Bu muhteşem kadının kendisi, şiirleri ve hayatı, başka sanatçılara da ilham vermiştir. Kendi hayatına kılıçla Seppuku yaparak son veren son kişi yazar Yukio Mishima, bu kadın için bir oyun yazmıştır. Mishima'nın yazdığı "Sotobo Komachi" adlı oyun 1960'da sahnelenmiştir. Avustralyalı yazar Christie Niemann'ın Komachi için yazdığı tek kişilik "Call me Komachi" adlı oyun da 2003-2006 yılları arasında başarıyla sahnelenmiştir. Oyun, eski zamanların Geisha'ları ile modern Japonya'nın öğrenci kızlarını (Enjōkosai) kıyaslar.
Ono no Komachi hakkındaki kesin tek bilgi, 905 yılında son hali verilmiş ilk şiir antolojisinde yer alır ve burada onun hakkında şu bilgi yer alır: "Yakın bir zaman önce yaşadı."