Türkün parayla imtihanı

Aslında bunu, "Türkün ateşle imtihanı" diye de okuyabilirsiniz. Halide Edip Adıvar'ın Kurtuluş savaşını, gerçek bir varoluş savaşını anlatan kitabının adıdır. Kurtuluş savaşının perde arkasını gösteren bir kitaptır. Kitabın adı daha sonra, hayat-memat meselelerini anlatan konularda bir kalıp olarak da kullanıldı, "Türkün parayla imtihanı" da böyle bir şey. Üstelik bu sınavın dindar olduğunu iddia edenlerin hükmettiği bir Türkiye'de yaşanması, daha da anlamlıdır…
Yanılmıyorsam 2004 veya 2005 yılındaydı, "Yarın" dergisinde "Kapitalist ahlaksızlığın kökeni" diye bir yazı yazmıştım. Orada belirttiğim konulardan biri de, kapitalist sistemde dürüstlüğün neden bir zorunluluk değil de bir seçim meselesi olduğu konusuydu. Dürüstlüğün bir seçim meselesi haline gelmesi, insanların sınanmaları için de bir tür kriter teşkil eder. "Parayı bulmuş" kişilerin -dinli veya dinsiz- nasıl insanlar olduğunu anlamanın en somut yöntemidir. Ama burada din faktörü altında bir bozulma, olayın katmerlenmesini ve kesinleşmesini, bugün yaşandığı gibi iyi ile kötü faktörünün birbirinden belirgin bir şekilde ayrılmasını göndeme getiriyor ve bu da sınavı hem basitleştiriyor hem de sonucun daha net görülmesini sağlıyor.
Bu kısa not, "ummadığın taş baş yarar" vecizesinin bir ürünü. Bazen eleştirdiğiniz, hatta dalga geçtiğiniz kişiler, hiç ummadığınız ölçülerde bilgeliklerle sizi tokat manyağına çevirebilirler. Eskilerin "nefsi terbiye" dedikleri ve bugün mütevazilik ve alçakgönüllülüğün abartılı hali diye yorumlayabileceğimiz durum, iyiliğin tükenmediği kaynaktır ve aslolan bir sözü kimin söylediği değil, neyin söylendiğidir. İşte kapitalizm hayranı Amerikalı kadın yazar Ayn Rand da (1905-1982), bir halkın parayla imtihanını iki cümleyle özetlemeyi başarmış ve şöyle demiştir:
"Para, bir toplumun barometresidir. İşlerin artık gönüllü olarak değil baskı altında sonuçlandırıldığını görürseniz, üretmek için hiç üretmeyen birilerinden olur almak zorunda kalıyorsanız, para onlara, mallarla/ürünlerle değil imtiyazlarla ilgilenenlere akıyorsa, insanlar işleri ile değil de rüşvetle ve ilişkiler sayesinde zengin oluyorlarsa, yasalar sizi bu insanlardan koruyamıyorlarsa, rüşvet ödüllendiriliyorsa ve dürüstlük cezalandırılıyorsa, bilin ki o toplum çöküşün eşiğindedir."
Ve aynen böyledir.