Bugün Güneş'in önünden minik siyah bir nokta geçti. Venüs, Dünya ile Güneş'in arasına girdi. Güneş etkinliklerinin
azalıp, dünyadaki iklimleri fena halde etkilediği bulgusu son yılların
tüm bilimsel varsayımlarını sarsıp bilimin yanılmazlığını yıkadursun, Venüs geçişi hakkında çeşitli yorumlar yapılıyor. Türkiye'yi bilmem ama dünyada çok konuşulan bir olay bu.
Bugün, Maya'ların ünlü 21 Aralık 2012 tarihine uzanan sürecin ilk günü de sayılabilir.
Olayın kişisel boyutunu merak edenlere müjde verebiliriz!
Astrologların çoğu, bu etkinin "sevgi ve aşk potansiyelini
yükselteceğini" yazmışlar. Siz bunu, "aşk konusundaki tesadüflerin
artabileceği" şeklinde de okuyabilirsiniz. Ama bu blog gelecekle
ilgilendiği için, olayın toplumsal alanda gelecek adına neler getirebileceği konusunda ülkeler (mundan) astroloji ile ilgilenen dostlarımızın ne dediklerine bakabiliriz...
Venüs geçişi (veya 'transiti'), 2008-2024 Geçiş Dönemi'nin yeni bir ivme kazanıp oldukça
hızlanacağını gösteriyor olabilir. 15 Mayıs-26 Haziran arası geriye doğru yaptığı hareketle, "olayların yoğunlaşması" diye yorumlanabilecek bir etkiden bahsediliyor. Bunun bizi ilgilendiren tarafı, kısaca "İlham" diye özetleyebileceğimiz bir alanın çok çeşitli boyutlarda devreye girecek olması ve hayallerden spiritüel/mistik özelliklere kadar bir dizi kaliteyi yükseltmesi olabilir. Böyle yoğunlaşmalar çok yönlüdür ve negatif yanları da olabilir (fundamentalist etki) Çünkü etkdiği malzemenin kalitesiyle ilgili bir durumdur.
21 Aralık 2012 sonrası başlayan...
Geçen yılın sonunda bu yıl için, "Eril güç ile Dişi gücün eşitlenmesi"nden bahsetmiştik. Venüs transitinin asıl anlamı bu olay olsa gerek. Bunun anlamı, burada özellikle belirtmeyi sevdiğimiz 'Kadınsı Değerler'in daha da yükselmesi ve hakim erkeksi güçlerle eşdeğer hale gelmekte olduğunu hissettirmesi olabilir. Nitekim Türkiye'de "Kürtaj ve Sezaryan" konularına kadınların nasıl sahip çıktığı ve buyurgan muktedir "erkek" Ortadoğu Muhafazakarlığına nasıl kafa tuttuğu görüldü. Bu etkinin, iktidar saflarındaki kadınlar da dahil olmak üzere, tüm kadınları olumlu anlamda destekleyip güçlendirdiği görülüyor.
Yeniden hatırlatmakta fayda var. Dünya, çok önemli bir başlangıca doğru evriliyor ve çok uzun bir dönem sona eriyor.
Jose Argulles 1987 yılında, Maya takviminde sözü edilen 21 Aralık 2012 tarihini buldu ve bilim dünyasına açıkladı. bugün artık bir "popüler kültür" objesi haline gelen ve uğrunda sayısız kitap yazılıp çok sayıda film çekilen bu tarihin, son birkaç bulgu tarafından yalanlandığı iddia edilse de, günümüz bilimi tarafından da desteklenen bir veri olmayı sürdürüyor.
Maya'lar bu tarihi, Samanyolu'nun eksenini esas alarak hesaplamışlar. Bu bile başlı başına önemli bir bulgu.
Maya takvimine göre en uzun zaman birimi, 26.000 yıllık bir zaman birimi. Eski Hint Vedik uygarlığının takviminde bu süre 25.920 yıldır, yani seksen yıl daha kısadır. Bölgemizde eskiden etkin olan Yunan kültürüne göre konuşacaksak, bu süreye, "Bir Platon Yılı" diyoruz. Bu süre, kadim Asya/Hint mistisizmine göre, "Tanrı'nın bir 'Yaratı' günü"ne eşittir. Yani buna göre Tanrı'nın bir türü yaratıp mükemmelleşmesi için verdiği süredir.
Maya takvimi, tüm eski takvimler gibi dönüşümlü (tekrarlanan, linear olmayan) bir takvimdir ve tekrar sürelerinden insanlığı ilgilendiren en önemli peryot 5.125 yıllıktır. 21 Aralık 2012 kış dönümünde, hem 5.125 yıllık, hem de 26.000 yıllık dönenceler aynı anda sona ermekte ve yenileri başlamaktadır. Bu olanaksiz gibi bir "tesadüf"tür.
Mayalar, 21 Aralık 2012'de başlayan için, "Hunahpu'nun doğuşu" diyorlar ki çok manidardır. Mayaların kutsal kitabı Popol Vuh'a göre Hunahpu ve kardeşi Xbalanque, yeraltının kendi kendini tanrılara eş gören kötücül güçleriyle savaşıp onları yenerler ve dünyadaki düzeni kurarlar. Bu iki şahsiyet, 'Kahraman kardeşler' adıyla anılırlar. Ama 21 Aralık 2012 için, sadece bir tek Hunahpu'dan bahsedilir ve onun yeniden doğacağı söylenir. Bu, bir uyanış şeklinde olacaktır. Yani dünyada yaşayan bir kişide veya kişilerde, Hunahpu'nun ruhu uyanacaktır anlamında okunabilir.
21 Aralık 2012, özünde muazzam bir dönüşümün dayanak noktası sayılıyor. Bu dönüşüm çeşitli şekillerde yorumlanıyor, ama her durumda, bugünün uyanmakta olan 'Düşük yoğunluklu insan bilinci'nin, önemli bir sıçrama kaydedeceği konusunda herkes hemfikir.
Ben bu yeni sıçramayı, düşünme biçiminin süreç içinde radikal bir şekilde değişerek yepyeni bir hal alacağı şeklinde yorumluyorum. Bu, insan bilincini ilgilendiren durum olabilir. Bu blogda okuyabileceğiniz üzere, insanlık birkaçbin yıldır, "Söz" odaklı bir düşünce biçimine fazlaca kapılmış vaziyette. Bu konunun abartılması, yer yer sapkınlık boyutundadır. Dogmatik/ideolojik herşey (dinlerin dinci yorumları, yani 'Söz'ü/alıntıyı adeta ilahlaştıran tüm düşünce biçimleri de) buna dahildir. Söz odaklı düşünme türünün galebe çaldığı 'Dengesiz Düşünme' biçiminin bu bölgenin (Doğu ile Batı arasındaki Ara/Orta Bölgenin) tarihindeki iki ana damara dikkat çekmiştik. Bu etkilerin, 5000 küsür yıllık bir geçmişinin olduğunu, yani aşağı yukarı 5.125 yıllık Maya dönencesine tekabül ettiğini biliyoruz.
Şimdi bu etki, yani 'Dengesiz Düşünme' biçimi ve onun sapkın Dinci/Dogmatik/İdeolojik biçimlerinin sona ereceği bir dönemin başındayız. Maya'lara bakacak olursak, yaşanacak etki, 'İnsanın yeniden yaratılması' kuvvetinde olacaktır. Dengesiz düşüncenin dengelenmesi, hacı-hoca takımına gerek kalmayacağını ifade eder. 2024 sonrası dönemde ise, spiritüel/görsel yanı dengelenmiş yeni bilincin dünyaya hakim olacağı süreci ifade eder. Burada Hunahpu'nun savaşçı ruhuna sahip olanların yeneceği karanlık ise, abartılı "Söz" odaklı düşünce biçimini sapkınlık haline getirip insani değerleri çiğnemeyi alışkanlık haline getirmiş olanlar tarafından temsil edilmektedir. Venüs transiti, 'Dişi Değerler'i yükseltip 'Eril Değerler' ile eşitleyen ve spiritüel kapıları açarak süreci hızlandıran, yani eksik "Dişi" yanı yükselterek dengenin sağlanmasına hizmet eden bir etki sayılabilir.