"Maya takviminin son günü" olduğu rivayet edilen (aslında yeni çağın da ilk günü olan!) 21 Aralık 2012 tarihi, yakın zamana kadar bütün bilim adamları tarafından "Efsane" deyip geçiştiriliyordu. Şimdi bu tarihi ciddiye alanların sayısı artıyor.
National Academy of Sciences (NAS)'ın yayımladığı bir raporun, bilim-kurgu romanlarını aratmadığı söyleniyor (Bkz. Die Zeit gazetesi 29.9.2009 "Die Hölle kommt vom Himmel" başlıklı makale).
Raporu okuduktan sonra şu söylenebilir: "Mikroelektronik devrim" sonucu oluşmuş bugünün dünyasının teknik omurgası çökebilir (Bu benim yorumum). Rapor, ABD'deki trafoların yarısına yakınının devre dışı kalabileceğinden söz ediyor -ki, başka ülkelerde bu çok daha yüksek boyutlarda olabilir. Tabii tüm uyduların da devre dışı kalması gibi bir durum ortaya çıkacaktır. (ve bu nedenle, bu olayın ardından ABD'ye düşebilecek atom roketlerinin nerden geldiği de tesbit edilemeyebilecektir mesela!..)
Böyle durumlarda devreye girecek yedek elektrik kaynakları en fazla 48 saat boyunca dayanabiliyorlar. Elektrik kesintisinin daha uzun sürmesi, sitemin tamamen çökmesi anlamına gelebilir. Olası bir uzun elektrik kesintisinde/kaybında ortaya çıkabilecek ilk ve en önemli sorun açlık/susuzluk sorunu olacaktır. İkinci aşamada, salgın hastalıklar başgösterebilir. Şu anda şehir odaklı post-modern hayatın büyük ölçüde elektriğe bağımlı olduğunu unutmamak gerekiyor. Elekriğe bağımlılığı en yüksek olan gelişmiş ülkelerin/bölgelerin bundan çok etkilenebileceği açıktır.
Böyle ihtimallere karşı Türkiye de, başta Türk Hükümeti ve Türk Ordusu olmak üzere acil ve pratik önlemler almak zorunda. Zaman var. Böyle tehlikeli bir ihtimale karşı haala birşeyler yapılabilir. Ve önlemler çok büyük yatırımlar gerektirmiyor...
Asıl ciddi tehlike güneş fırtınaları değil, 'türban' tartışmasından ve "jeostratejik zart/zurt mes'eleleri"nden kafasını kaldırıp "böyle ufak" işlerle uğraşamayacak kadar kibirli politikacıların ruhsal çürümüşlüğüdür...
Durumun en vahim yanı, mesela Avrupa'da bu konudaki uyarıların henüz fazla ciddiye alınmamasıdır ve bu konudaki hazırlık önerilerinin muhatap bulamamasıdır.
Hint Astrofizik Enstitüsü başkanı Prof. Sundra Raman, bu konularda "uyanan" birçok bilim adamı/kadını gibi, Güneş'deki hareketlenme olasılığını ve Güneş'teki şimdiki durgunluğu çok anlamlı buluyor. (Daha önce bu blogda yazdığımız -ve Radikal gazetesinde de yayımlanan- bir yazıda, aşırı sıcak yazların ve aşırı soğuk kışların, 2007'den beri Güneş'teki bazı ilginç değişikliklerle ilgili olduğunu söylemiştik)
Raman, 2012 Aralık ayında Güneş'te, olağanüstü büyük 'güneş fırtınaları' bekliyor. Esas olarak dünyadaki manyetik alanların zarar göreceği bu durumda manyetik Kuzey-Güney kutuplarının önemli ölçüde yer değiştirebileceği tahmin ediliyor. Özellikle, Elektriğin bir süreliğine ortadan kalkması, internetin çökmesi ve elektrikli aletlerdeki (mesela yanma şeklinde) ani bozukluklara karşı devletlerin mutlaka şimdiden önlem alması gerekiyor.
Tarihte, benzeri güneş fırtınalarının küçük örneklerinin nelere neden olduğunu biliyoruz.
Eskiden elektrik fazla yaygın olmadığından, etkileri de küçüktü. Ama mesela 1989 yılında Güneş'teki bir fırtına, Kanada'da (Quebec'te) 9 saatliğine elektrik dağıtım ağının tamamen çökmesine neden olmuştu. Hidroelektrik santralinde kablolar eridi. Benzeri bir durum 2003'te de İsveç'te oldu. Sistem kısa süreliğine çökmüştü. Daha öncesinden bilinen en ilginç olay, 1859'da ABD'de yaşanana olaydır. Telgraf telleri ve direklerinin alev aldığı biliniyor. Elektrik o zamanlar pek önemli birşey olmadığından, unutulmuş bir olaydır.
NASA'nın verilerine göre, Aralık 2012'de yaşanacak güneş fırtınası, son dörtyüzyıldır ölçülen tüm güneş fırtınalarından daha şiddetli olacak. (Kısacası, bilgisayarlar, radyolar, telefonlar ve benzeri aletler, gözünüzün önünde bozulabilir, eriyebilir, hatta yanabilir.)
Şu anda bu konularda hızlı bir araştırma/inceleme ve askeri disiplin içinde ciddi bir hazırlık yapılması gerekiyor.
Ülkeler, tüm hayatsal alanları, ani bir çöküşe karşı korumalılar ve bunu ciddiye almalılar.