Cumhuriyet'in 99'uncu yılını kutlamak (2)


Kazanılan bir savaşı büyük zafere dönüştüren, onun hiç beklenmedik yer ve zamanda imkansızlıklardan devşirilmiş özel kalitesidir. Onca yenilgiden sonra, tamamen parçalanıp işgal edilmiş yorgun bir ülkenin olmayan ordusunu yeniden kurup bir de zafer kazanmak ve Anadolu'yu 15. Yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanmış Fetret devrinden sonra ikinci kez birleştirerek, 20'inci Yüzyılın ilk büyük halk destanlarından birini yazmak, çok özel ve çok güzel bir durumdur.

   2023'de Cumhuriyet'in yüzüncü yılı kutlanacak. Yüzüncü yıl kutlamaları modern zamanlarda ortaya çıkan yeni bir adet. Eskiler, mükemmelliğin bir adım öncesi demek olan doksandokuzları da kutlardı ve doksandokuzlar, dikkatin henüz dağılmadığı, işin henüz bitmediği, ama zaferin aşağı yukarı kesinleştiği son kritik tehlikeli aşamayı temsil ederler, tıpkı Dönüşümler kitabı Yijing'in altmışdördüncü işareti Wei Ji ile anlatılan (未濟) durum gibi; Yijing'deki ifadesiyle, "Bir durumun sona erdirilmesinden önceki son hali". Bu işaretle artık kesinleşen ve şimdiden kutlanmakta olan, herkesin bildiği ama henüz pek dile getirmediği "Atatürk'ün İslamcılar üzerindeki zaferi"dir. 

   Dönüşümler kitabının 64'üncü işareti Wei Ji, aynı zamanda bir uyarıdır, zira "Düzensizlikten Düzene Geçiş'in henüz tam anlamıyla gerçekleşmediği"ni gösterir. İşaret, zorluklardan bahseder, güç birliği gerektiğini, çok dikkatli olunması gerektiğini söyler. Çin'de "Buz üstünde yürüyen tilki", bir dikkat timsalidir ve burada da "tilki gibi dikkatli olunması" tavsiye edilir, buna bu diyardan eklenecek söz, "Tilkiyi yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek" olabilir, yani artık en son aşamaya gelinmiştir. Wei Ji, Dönüşümler kitabının en son işaretidir.

   Yijing, adı üzerinde bir Dönüşüm kitabı olduğundan, 64'üncü işaretin ardından birinci işaret "Kiën"e, yani 'Göğe' döner ve bu da tam bir Yaratıcılık patlamasını ifade eder. Göğün insanlara amaç anlam ve ilham verdiği, pırıltılı yepyeni bir dönemin başlangıcı.

   Atatürk'ün 1980 darbesi sonrası laikçi militarizmin sembolü haline getirilmek istendiği dönemde İslamcılık, Atatürk'e karşı sözümona bir ideolojik savaş başlatmıştı. Bu savaş sırasında klasik Kemalizmin kurumları yenildi, islamcılar tarafından teslim alındı, ama ideolojilere sığmayan Atatürk, yeniden canlanıp halkın kalbini kazandı, gençliğin yeni idolü haline geldi ve bunu artık hayatta olmamasına rağmen zamanlar ötesi özgün sahici tazeliğiyle başardı. Gençlik, O'nun gibi, hiçbir milletten aşağı kalmayan birinci sınıf organik Dünya Vatandaşı olmak istiyor. Atatürk, eski usul siyasi çizgiler ötesi bir yerden, zamanla uyumlu bir şekilde ülkenin özgürlükçü modern ruhu olarak yeniden iktidara yürüyor; Fransız usulü katı laiklik yerine kutsal kitaplardan alıntı yapabilen sekülerliği benimseyerek, Türkiye Cumhuriyet'inin 100. Yılının Atatürk'e uygun şekilde kutlanmasını ve O'nun isteyebileceği istikamette ilerlemesini sağlayan Kürtlerin hakkını vererek ilerliyor. İslamcıların Ortadoğu'da yok edilmeleri konusunda Kürtler başrolü oynamışlardı. Gençlik bunları da görmezden gelmeyecek gibi görünüyor.

   Türkiye'de Sağcı zevat kendini daima ülkenin sahibi olarak görür, diğerlerine de ya marabası gibi ya da bu diyarların yabancı sığıntısı gibi davranmayı "normal" sayardı. Türkiye'yi kısa istisnalar dışında 70 yıldır yöneten Sağ'ın devri hükmen sona erdi. Bu gerçeğin, 2023 den itibaren tescil edileceği, mühürlenip onaylanacağı süreç hızla yaklaşıyor. Herşeyin eski hamam eski tas aynen devam edeceğini düşünenleri oldukça zor bir dönem bekliyor. Daha şimdiden hemen herkes, tek başına kimsenin "sahip", ülkenin de "mal" olmadığını anlıyor, anlamayanlar da anlamak zorunda kalıyor. Doksandokuzun dikkatli ve diri tazeliği, kendini zafer sonrası rehavetine bırakmadan kutlamalara başlamayı, saçı saçmayı, dilek dilemeyi ve içinden geçilen olağanüstü tarihi zamanların tüm yeni özellikleriyle sahip oldukları müstesna güzelliğin hakkını vermeyi gerektiriyor.