Hiçbir şartta sarsılmayan daimi sevgi atmosferine mutluluk diyoruz ve mutluluk, engin gönüllü özgüvenli bir toleransla üretilebilen bir şey. Bu özelliklerin yaşayan bir örneği olan Ali Caydı için böyle. Öğrenmek tutkusu, asla sarsılmayan iyimserliği, bazen zayıflık sanılabilecek ölçülerdeki mütevazılığı, onu İzmit'in yaşayan bilgelerinden biri yapıyor. Kimseyle kırgınlık yaşamamış engin hoşgörüsü şaşırtıcı. Altı yabancı dil konuşan ve bu dillerde edebi alıntılar bile yapabilen hafızası inanılmaz. Kuşkusuz herkes az ya da çok böyle özelliklere sahiptir, ama bu özellikleri falso vermeden doksan yaşına kadar taşıyabilmek, gerçekten çok ender bir durumdur.
1931 ekim ayında Bulgaristan'da bir köyde doğdu, yeteneklerini keşfeden entelektüel Bulgar bir ailenin yardımıyla Sofya'da Mimarlık okudu. 1951'de tarlalarda doludizgin koşturduğu çok sevdiği atı ve köpeğinden mecburen ayrılarak Türkiye'ye göç etti. Doğum tarihini değiştirip Cumhuriyet'in kurulduğu 29 Ekim gününü seçti. Konya'nın Ilgın ilçesine yerleştirildiler ama o ilk fırsatta İstanbul'un yolunu tuttu. Sofya'da öğrendiği Fransızcasını ilerletip kendi kendine İngilizce öğrenmeye başladı.
Lise mezunu gençlerin mumla arandığı 1950'lerde, İzmit'in köylerinde öğretmenlik yaptı. Kandıra Hastanesinde memurluğa başladıktan sonra, onsekizindeki Nevin Hanım'la evlendi. Bu arada Karamürsel'de bir Amerikan üssü kurulmuş, Konya'daki ailesi de İzmit'e yerleşmişti. Ali Caydı, Kefken'de tanıştığı bir Amerikalı ile ilk İngilizce pratiğini yaparken, İngilizcesinin Karamürsel'deki üste çalışmaya yetip yetmeyeceğini anlamak istiyordu. Onu yeterli bulan Amerikalı'nın, Karamürsel üssü komutanı ve albay olduğunu, çalışmak üzere hava üssüne gittiğinde öğrendi.
Birbirine sesini bile yükseltmeyen, günümüze kadar daima el ele kol kola gezen Ali ve Nevin çiftinin kurdukları yoğun mutluluk atmosferinde ilk çocukları ben Selçuk doğdum. Ali Caydı'nın kendi kendine dil öğrenme geleneğini sürdüren ve Çince dahil beş dilde konuşup yazabilen kızı Sümer de aileye sonradan katıldı.
Ali Caydı Karamürsel üssünde tercümanlık yaparken işçilerin haklarını da savunuyor, ama işçiler Amerikalılar tarafından muhatap alınmıyorlardı. Arkadaşları ile Ankara'ya giderek zamanın Çalışma Bakanı Bülent Ecevit ile görüştü. Ecevit onlara, bir sendika kurmalarını önerdi. NATO üslerinde çalışanların sendikası TÜNATOS böyle doğdu. 1960'lı yıllarda kurulan ve işçi haklarını savunan İşçi Partisi TİP, Karamürsel'deki sendikacıların dikkatini çekti. Ali Caydı TİP'in Karamürsel'deki ilk ilçe başkanı seçildi.
1971 darbesi sonrasında işinden olup, başka bir işte çalışması da engellenince mecburen yurtdışına gitti. İsviçre'de çalışırken bir yıl içinde İtalyanca öğrenip Türk işçilerin tercümanlığını yaptı. Çocuklarının önce İtalyanca değil Almanca öğrenmesini tercih ettiğinden Almanya'ya geçti. Ali Caydı, Wertheim kasabasındaki Amerikan üssünün memur kadrosuna alındı ve buradan, kalite kontrol müfettişi olarak 1990'ların başında emekliye ayrıldı.
Ali Caydı, yaşadığı kasabada, Türklerin Alman makamları ile ilişkilerinde kendisine sıklıkla başvurulan akil kişisiydi. Kasabada düzenlenen bir Yabancılar Gecesi'nde Almanca Türkçe ve İngilizce yaptığı konuşmadan sonra Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD'nin teklifiyle Wertheim'da partinin ilk Türk üyesi oldu. Main-Tauber Bölgesinde Alman vatandandaşlığına kabul edilen ilk Türk vatandaşı Ali Caydı idi.
Emekli olup İzmit'e dönünce Balkan Türkleri Derneği toplantılarına katılıyordu. O dönemde CHP'nin teklifiyle parti üyesi oldu ve partinin İzmit eğitim komisyonunda çalıştı.
Ali Caydı, eski alışkanlığını sürdürüyor ve Koceli basınını, ulusal basını günü gününe takip ediyor. İstanbul'dan getirdiğim yabancı dergileri büyüteciyle tarayıp, başlıklarını benimle tartışmayı da ihmal etmiyor.
Ali Caydı, pusulanın şaştığı en çalkantılı zamanlarda bile doğru yolu bulmayı sağlayan Kutup Yıldızı gibidir. Sözle değil, hissettirerek yol göstermeyi tercih eder.
Doksanıncı doğum gününüz kutlu olsun sevgili Ali Caydı. Sağlık ve sıhatle nice yıllara.
Sizi sevgi ve saygıyla anıyoruz, yeni yaşınızı kutluyoruz...
(Bu yazım, geçen yıl 30 Ekim günü Demokrat Kocaeli Gazetesi'nde yayımlandı. Babam Ali Caydı'yı malesef Şubat 2022'de kaybettik...)