Milliyetçilik ve Modern İnsan Ruhu

İllüstrasyon: François Bourgeon
Milliyetçilikten bahsederken, önce modern insanın ruhundan bahsetmek ve hemen "Rasyonalizm" demek zorundayız. Modern Rasyonalizmin ne olduğunu araştıranların başında ben Kant'ı saymak istiyorum.
Burada daha önce bir "İrrasyonalizm"den bahsetmiştik -elbette Rasyonalizme göre bir tanımdı (yani son sözü Rasyonalizm söylüyordu, hâlâ öyle).
Fakat bu kez Rasyonalizme biraz daha yakından bakacağız ve Milliyetçilik ile ilişkisine değineceğiz. Kant ve diğerleri, Rasyonalizmin kimliğinde, insan ruhunun bir ortak payda, bir ortak ölçü bulduklarını düşündüler. Fransız İhtilalcisi Burjuva aydınlarının "keşefediyoruz!" derken asıl yaptıkları, tüm insanları aynı kategorilerle değerlendirebilecekleri ruhsal bir ortak ölçü/payda icad etmek oldu. Tabii bu icad gökten düşmedi! 16'ıncı Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa ve Kuzey Amerika'nın bazı şehirlerinde başlayan kapitalistleşme ve onun sonucu olan yaygın para kullanımının ruhsal bir yansımasıydı. Yaygın para kullanımının insan ruhuna nasıl etkidiğini tarihçesiyle anlatan sevgili Eske Bockelmann, bu konuda tarihi önemde bir kitap yazmıştır. Yani, dönemin yazarları, düşünürleri, paranın psikolojik etkisiyle, birbirine benzer tarzda düşünmeye başlamışlardır ve bu durumlarından yola çıkarak insan ruhunda genellenebilir formatlar "keşfetmişlerdir". (Bockelmann bunu Müzik'deki ritm ve takt bilgisi üzerinden anlatır)
Bura asıl yapılmış olan, Kavramlar'ın, tek bir "Mantıksal" çerçeve içine yerleştirilmeleridir. Sonucu da, "Dünyayı tarıf etmenin bir tek yolu vardır" kafasıdır!
(Bugün tamamen kanıksanmış ve anormalliğinin farkında olunmayan bu kafa, malesef ortak paydamızı oluşturuyor ve biz de burada -şimdilik- bu dille konuşuyoruz.)
İşte bu "ortak payda sayesinde", dünyada hangi farklı dili konuşursanız konuşun, aslında aynı kavramlarla konuşuyorsunuz. Bugün adını andığımız "Milliyetçilik", "Demokrasi", bütün "-izm"ler, dünyanın her yerinde bilinmekte ve yapılan ifadeler onlarla olmaktadır.
Ben buradan, çok bahsettiğim "Sosyo-kültürel Homojenleşme" konusuna gelmek istiyorum -bunları onun için anlattım. Sosyo-kültürel Homojenleşme, 'Ulus' denen şeyin kökenidir ve milliyetçi tepki de bu homojenliğin bozulmasına verilen tepkidir (milliyetçilik de bu homojenliği siyasi olarak kurup kollayan ideolojinin ad

Kaynaklar:
Eske Bockelmann, "Takt des Geldes" 2004
Immanuel Kant, "Kritik der reinen Vernunft"