Bu vesileyle burada bir dizi yazı yer alacak. Belki kısa aralıklı olmayacaklar ve araya başka kısa yazılar da girecek. Ama, Türkiye'de yaşanan son 25 yılı yeniden tartışıp yorumlamaya ve Türkiye'ye hakim olduğu halde çökme amareleri gösteren islami idarenin ardından kurulacak yeni Türkiye'yi konuşmak gerekiyor. Yaşananlar, dünyada yaşanmış ve yaşanacak olanların bir parçası. Bu nedenle dünyaya bakışın genişlediği ve olaylara çok daha geniş ve derin bir perspektiften bakmayı gerektirdiği günümüzde, buna uygun davranmak zorundayız.
İlk yazımız, uzunca bir süre insanlara ilham olan Devrim fikrinin nasıl ve neden terkedildiğini ve bu fikrin günümüz koşullarında nasıl yeniden doğmakta olduğunu ve sağlıklı bir gelişme sergileyebilmesi için onu nasıl tarif etmemiz gerektiğini konuşacağız. İslamcı idarenin üzerinde durduğu konjonktürü iyi anladıkça, ondan kurtulmak ve yeni Türkiye'yi kurmak da kolaylaşacaktır.
İslamcı İktidarın üzerinde oturduğu ve pek ciddiye alınmamış bir konuyu da bu vesileyle incelemiş olacağız: "Resmi tarihin katli".
Olay, sadece Türkiye'de değil Dünya'da da yaşandığı (Fransa'da 1975'de başladığı) için, entelektüel anlamda her zaman Avrupa'dan doğrudan etkilenen Türkiye'nin, farkına varmadan bu konuda nasıl etkilendiğini ve Cumhuriyet'in kurucularına ve Atatürk'e karşı 1990'larda yükselen "Alternatif tarih" zihniyetinin aslında hangi temele dayandığını ve bu temelin başlangıçta hiç yabana atılmayacak bir şey olduğunun neden anlaşılmadığını anlatacağız...
Olay, sadece Türkiye'de değil Dünya'da da yaşandığı (Fransa'da 1975'de başladığı) için, entelektüel anlamda her zaman Avrupa'dan doğrudan etkilenen Türkiye'nin, farkına varmadan bu konuda nasıl etkilendiğini ve Cumhuriyet'in kurucularına ve Atatürk'e karşı 1990'larda yükselen "Alternatif tarih" zihniyetinin aslında hangi temele dayandığını ve bu temelin başlangıçta hiç yabana atılmayacak bir şey olduğunun neden anlaşılmadığını anlatacağız...
(Yeni yazı hazırlık aşamasında)