Erivan'daki dev Amerikan Büyükelçilik binası ve "Jeostrateji" hakkında

Bazı şeyler dikkat çeker...
Erivan'daki Amerikan Büyükelçilik binası da dikkat çekiyor, çünkü İstanbul'daki yeni Konsolosluk binasıyla bazı benzerlikler taşıyor. Yeni Amerikan Büyükelçilik ve Konsolosluk binaları neden kale gibi ve neden şehir merkezlerinden uzak yerlere inşa ediliyor? İstinye'deki Amerikan Konsolosluğu'nun yeri ve şekli, başlangıçta garip karşılanmıştı ama buna alışıldı.
Erivandaki Amerikan Büyükelçilik binası da havaalanından şehre giderken yol üzerindeymiş ve şaşırtıcı bir büyüklüğe sahipmiş. Gerçi Amerikalılar buna bin türlü neden buluyorlar, Ermenistan'la ilişkilerin iyileştirilmesinden bahsediyorlar, güzel. Ama, galiba bu ilginç "inşaatlar"a biraz daha yakından bakmanın bir zararı olmaz.


Ermenistan, Türkiye için çok önemli bir ülke. Ama her iki taraftaki "Soykırım gerilimi" ve düşmanlık dili nedeniyle değil; Ermenilerin Anadolu'nun önemli bir parçası olmaları nedeniyle, Ermenilerle barışık/birleşik bir Türkiye'nin (her bakımdan) çok daha zengin bir yer olacak olması nedeniyle. Erivan'ın nüfusu üç milyon. Ama 2005'de inşa edilen Amerikan Büyükelçiliği, Erivan gölü kıyısında yaklaşık 90.500 metrekarelik bir alana kurulu! (İstinye'deki de 93.000 metrekarelik bir alana kurulu) Erivan'daki bu büyük alanın üzerinde, 13.500 metrekarelik kullanım alanına sahip beş katlı bir bina var ve diğer başka binalar da inşa halinde.
Ama en iri Büyükelçilik binası, Bağdat'ta ve Erivan'dakinin üç misli büyüklükte...
Bu üç Bükükelçilik binası da, Zibigniew Brzezinski'nin "Stratejik Elips1 diye adlandırdığı, Türkiye'yi de içeren petrol-gaz stratejik bölgesinde. Stratejik Elips batıdan doğuya Trakya'yla Pakistan'ı, kuzeyden güneye Batı Rusya ve Arap yarımadasını kapsıyor.
Ermenistan, bu coğrafyanın tam ortasında bulunuyor...
Ermeniler, Türkiye'de bir türlü anlaşılmadığı üzere, hem Batılı hem Doğulu olmak özelliğine sahip nadir halklardan. Bu özellikleri, Anadolu uygarlığının/uygarlıklarının doğrudan biri olmasından geliyor. Üstelik Ermeniler savaşçı değil barışçı bir halk ve bu çok önemli.
ABD, Brzezinski'nin tarif ettiği sözkonusu bölgeyi, "Hayati çıkarlarını ilgilendiren bölge" ilan etti. Sadece ABD'yi değil, bütün dünyayı ilgilendiren bu bölge, en eski uygarlıkların doğduğu yer aynı zamanda ve -eski jeostrateji "öğretisine" göre- burayı kontrol etmek, dünyayı kontrol etmek gibi birşey.
(Ama petrolle işleyen dünyayı!..)
Bu tip eski jestratejik hesapları boşa çıkarmak için (yani savaş hesaplarını boşa çıkarmak için -çünkü jeostrateji, aynı zamanda savaş demektir!) en sağlam metod, fosil yakıtları mecburiyetinden kurtulmaktır. Bu da en iyi, kapitalizm ötesi yaklaşımlarla desentral ekonomilerle ve Dolar bazlı para sistemini şutlamakla olur...
Fosil yakıtlar, belli yerlerde (coğrafya!) çıktıkları için, onları kullanarak işleyen kapitalizm de, bu bölgelerin kontrolü için savaşacaktır. Ama 'Güneş' ve Rüzgar' ve benzeri enerjiler gibi, heryerde elde edilebilen (desentral) enerjilere dayanan ekonomiler kurulabilirse, Dünya, eski faşizmin icadı "Jeostrateji" belasından kurtulacaktır. 
Endüstriyel savaş makinalarına ne yakıt ne para ne de coğrafi hedef bırakmak lazım! Dünya'yı bu "Jeostrateji" belasından kurtarmak gerekiyor.