Bankalardan limoni haberler!.. ve sistemin yeni trendleri


Sistemin şimdiki normları ve gelecek trendleri nelerdir?!..
Türkiye'de bankaların, altı ayda, geçen yıla oranla yüzde elli daha çok kar ettikleri açıklandı. Türkiye'nin sağlamlaştırılmış bankalar sistemi, henüz tehlike altında değil.
..
Ama kriz devam ediyor ve dünyanın bazı büyük bankalarından ilginç haberler geliyor. Bankalar -sistemde merkezi önemdeler...
Kısa iki örnek, neler olduğunu anlamayı kolaylaştıracaktır.
Citibank,
dünyanın özel müşterilere hizmet veren en büyük bankası. Merkezi New York'ta. ABD devletinin son yardım kampanyasından 45 milyar Dolar aldı. Şu anda bankanın yüzde 36'sı devlete ait. İşler, bu "yardım"lara rağmen kötü gidiyor. Beklenen yeni bir 10 milyarlık yardım paketinin da bankayı kurtaramayacağı konuşuluyor. Ekonomi gazetesi Handelsblatt'ın bildirdiğine göre, analistler Citibank'ın feshedilebileceğini konuşuyorlar, çünkü banka çözülüyor! Çok yakın bir zamana kadar bu büyüklükteki bankaların tasfiyesi hiç düşünülemeyecek şeylerdendi.
Bu vesileyle bankaların ne kadar kötü durumda oldukları da anlaşılıyor.
Dubai'nin borçlarını ödeyememesiyle ortaya çıkan absürd durumda Amerikalı analistler, benzeri durumların Çin'de Shanghai, Hindistan'da Mumbai'de de (Bombay) görülebileceğini söylemişlerdi. Fakat kimse Rusya'dan bahsetmedi.

Rus Merkez Bankası, Rusyadaki bankaları finans krizi konusunda uyardı.
Rusya'da bir sşırı faiz sorunu var. Bankalar, sanal piyasalarda kullanmak üzere yüzde 15 faizle kredi veriyorlar. Ama o piyasalarda kazanç oranı en çok yüzde beş civarında. Bu durumda kredilerin geriye ödenmesi inkansızlaşabiliyor. Merkez Bankası başkanı, Rus bankalar sisteminin tehlikede olduğunu söyledi.
Şu anda genel bir bozulma görülüyor ve sanal piyasaların giderek daha kırılganlaştığı görülüyor. Henüz büyük çöküşler yok ama, yeniden başlarsa, "Doğu"nun çöküşü "Batı"dan daha "muhteşem" olabilir.
Sanal para merkezli Neoliberal sistem giderek daha kırılgan hale geliyor. Yeniden şişen sanal para/değer balonlarının bunda önemli payı var elbette...
Kapitalizmin yeni trendlerine dikkat etmek, bu patlayıcı atmosferde yol alırken özellikle önemli.
Bu kısa yazıda dikkat çekilebilecek -kesinleşmiş- bazı gelişmeler şöyle:
1. Çalışma sistemi önemli ölçüde değişmiştir.
Kalıcı işsizlikten sonra şimdi bir de 'Düzensiz çalışma' olgusu var ve yayılıyor. Bunun anlamı, belli süreliğine belli projeler için iş. Veya "esnek" sınırları olan iş (ve iş zamanı), çalışan haklarının korunmasını, sendikalaşmayı önlüyor. İnsanlar iş ve meslekler arasındaki bu hızlı değişikliklere uyum kurmak zorunda kalıyorlar. "Global göçebeler" diye bir kavram doğdu vs.
2. İletişim/medya giderek çok daha fazla önem kazanıyor.
Politikacıların yandaş basın yaratmak konusunu çok ciddiye almalarının bir nedeni de burada.
3. Değer/para/vs., fabrikalardan çok metropollerde üretiliyor ve maddi olmaktan ziyade sanal değerler, ve 'Hizmet' alanıyla (ve mesela 'Eğlence' ile) ilgili bir karakter kazanıyor. iletişime giderek daha çok bağlı olunuyor.
Sol'un "İşçiler-Emekçileer!.." söylemi çoktan çökmüş vaziyette.
4. 'Değer' dediğimiz ve para eden şey artık üniversitelerde, televizyon stüdyalarında, gazete sayfalarında vs. üretiliyor. Adına kısaca 'Beyaz yakalılar' dediğimiz çevre, çağın en büyük/etkili sınıfı bu yüzden.
Yeni hakim "Üretim türü/biçimi"nin yanında fabrika üretimi (ve Proletarya, yani işçi sınıfı) oldukça küçük bir oranı temsil ediyor -o yüzden de etkisiz. Çalışan (işçi) kesimin sözcüsü olduğunu söyleyen klasik/ortodoks Sol'un günümüzde etkili olabilmesi ihtimali -bu yüzden- bulunmuyor. Ancak klasik tarifleri ve eski dili aşan bir solun başarı şansı olabilir.
5. Şu anda dünyada medya, tarihinin en etkili dönemlerinden birini yaşıyor ve bu yüzden son derece önemli.
Sadece Erdoğan ve Berlusconi örneklerine bakarak, karizma yaratma konusunun ne kadar önemli olduğunu ve medyanın bunda esas faktör olduğunu görebiliriz. Erdoğan'ı başta hiç eleştirmeyen ve hep öven medya ile Berlusconi'nin kendi medyası, bunlara birer örnek. Erdoğan medyanın önemini anlamış görünüyor. Doğan medyasına bu kadar yüklenmesi boşuna değil. Ama yandaş medyanın başarı şansı yok. (Çünkü evrensel kaliteye, yaratıcılığa vs. sahip değil!.. Ve bir bozulma/bağımlılık ürünü olduğundan, insan doğasına aykırı. Bu yüzden şehirli Beyaz yakalıların çoğunluğu tarafından kabul görmeyecektir.)
Konuyu tersten okursak, medya desteği veya yergisinin, iktidarları doğrudan (olumlu/olumsuz) etkileyebilecek öneme sahip hale geldiğini söyleyebiliriz.
Bu etkinin ayrıca 'para' ile ilgili olduğunu söylemeye gerek yok.
6. Günümüzde sömürü, sadece çalışanların veya belli kesimlerin değil, -sistem dışı kalmamış, sisteme dahil- herkesin çeşitli ölçülerde sömürülmesi şeklinde işliyor.
Artık herkes, kendisini nasıl sömürebileceğini de düşünüyor. "Ne yaparsam para eder?" mantığının vardığı yer burası. Ama metropollerdeki iş alanları, aynı zamanda insanların biraaraya geldiği ve birçok çözüm üretebilecekleri ve değiştirebilecekleri bir yer.
7. Sistemi değiştirmek ve insancıllaştırmak için verilecek karmaşık mücadelede en önemli eksikliklerden biri, 'Beyaz yakalılar' dediğimiz sınıfın bir mücadele geleneğine sahip olmamasından kaynaklanıyor.
Bu sınıfı/çevreyi çeşitli küçük tavizlerle satın almak ve susturmak kolay. Sistem dışında kalma korkusunun yaşandığı neoliberal ortamda, direnişi kırmak çok daha kolay oluyor. Bu sınıf/çevre daha kararlı olsa, -satın alma gücüne falan da sahip olduğundan- sistemsel değişimlerin önünü daha kolay açar. (Konuyu daha detaylı ele almak gerekiyor elbette)
8. Neoliberalizmin bugünkü biçimi çok büyük bir ağırlıkla sanal para ekonomisi. Bunun üzerinde durmak ve reel ekonomiyle ilişkileri daha dikkatle incelemek gerek.
Yani birşeylerin fiyatları yükselmekte/alçalmakta ve buradan kazanılan veya kaybedilen sanal paralar, -bu hareketlilik- ekonominin motoru olmaktadır. Zaten şimdi sorun, bu yapının ker türlü akıl-mantık sınırını zorlamasıyla ilgilidir. Fakat sistem çökünceye dek sistemin ağırlık merkezi bu noktada olmaya devam edecektir -bu değiştirilirse, çöküş yerine bir tasfiye süreci yaşanabilir. Ve bu yönde, iyimser olmayı gerektirecek işaretler vardır.
Sistemin bundan sonrası?!..
9. Aynen devam edebilirse, değiştirilmeyip çökmezse Neoliberal kapitalist sistem otoriterleşecektir. Siyasi/parasal güç -daha küçük kesimlerin elinde- daha da yoğunlaşacağı söylenebilir. bunun işaretleri de vardır. Türkiye bu konuda bir kötü örnektir.
Neoliberal iktidarların doğrudan sanal kapitalle ilişkiye geçebilmeleri ve özelleştirmelere hükmedebilmeleri nedeniyle, eski iktidarlardan çok daha güçlü göründüklerini -daha önce söylemiştik. Çünkü muhalefetin yeni sanal ekonomiyle bağı tamamen kesilmektedir. Bu da muhalefetleri, olduğundan daha zayıf göstermektedir. Neoliberal sistemde muhalefetlerin laf etmekten başka yapabileceği somut birşey bulunmamaktadır. Medya muhalefetten çok daha önemlidir. "Doğru dürüst muhalefet yok ki!" yakınmaları haklıdır!
(AKP hükümeten düşse, şimdiki CHP-MHP'den daha zayıf bir muhalefet olur. Hatta dağılabilir. Çünkü sadece iktidar olmaya göre kurgulanmış bir yapıdır. Neoliberal partiler, iktidara göre kurgulanmışlardır. Sarıgül partisi de böyle.)
10. Ünlü 'İmparatorluk' kitabının iki yazarından biri olan Antonio Negri, geçen hafta kendisiyle yapılan bir gazete söyleşisinde bu yeni büyük ekonomik/siyasi güç karşısında hukukun ne yapacağını şaşırdığından bahsetti.
Türkiye'de bunu gösteren önemli işaretler zaten malum. Şimdi sorun, sanal kapital odaklı bu yeni iktidar/para "Gücü"nü iyi tarif etmek ve onun despotik neofaşist yanlarını yorumlarken, klasik hukukun yanına 'Adalet'i de koymak... İnsanlığın ve insani değerlerin hukukunu yükseltmek şart... Yani işin içine mutlaka, yüksek değerlerin de katılması gerekiyor... Giderek yoğunlaşan ve her alanı tek elde toplayan, sanal para bazlı despotik, kendi hukukunu üreten ve onu adalete üstün tutan yeni para "Gücü"nü ciddi ölçüde zayıflatıp etkileyebilecek, hatta değiştilmesini sağlayabilecek tek önemli kuvvet medya... Buna, sanal piyasalara doğrudan etkiyebilecek aktif bir vatandaş muhalefeti katmak gerekiyor. Yani yeni bir mücadele yöntemi bulmak şart. Bu yöntem elbette yürüyüş yapmak falan olmayacaktır. (Bazı şeyleri almamak, satmamak, ilgilenmemek, mal/hizmet dolaşımını engellemek vs. gibi şeyler olabilir mesela)
Sistemin çökmeden değiştirilmesi, galiba biraz da bu ikili muhalefete bağlı.
Ama bu yeni "Güç" ipini koparıp, medyayı ve muhalefeti iyice etkisiz (yandaş) hale getirirse, sistemin çökmesinden/çökertilmesinden başka "çare/çözüm" kalmıyor!..