★ İki popüler düşünürün 19 Nisan günü Toronto'daki Sony Centre'da, bilet almış üçbin kişinin önündeki tartışması (internetten de altıbin kişi bilet ödeyerek izledi), aslında eşitsiz bir düelloydu. Buna davet eden ve muhtemelen böylece Zizek sayesinde daha popüler biri olacağının hesabını yapan yeni Sağın "starı" Peterson, beklendiği gibi sahayı malup terketti, ama bu tartışmadan çıkarılacak önemli dersler var.
(Aşağıdaki linkleri tıklayarak tartışmanın nasıl başladığı ve şartları hakkında bilgi edinebilirsiniz)
Jordan Peterson kendine verilen otuz dakikalık süresine, Karl Marx'ın "Komünist Manifesto"su ile kışkırtıcı bir tonda başladı. Fikriyatı, Ayn Rand ve neoliberallerin klişeleri ötesine geçemedi.
Zizek'in hoşuma giden ifadelerinden biri, Peterson'ın "Aptal iyimserliği" ile dalga geçip, "İyimserlik Marksistlerin işidir" demesi; sonra da "Salağın tekisiniz, ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor" demesi!
Zizek, Marx'ın hatalarını kabul etti (bunu önemli buluyorum) ve kendisini "Hegelciyim" diye tanımladı (Hegel'in hatalarını bulmak da çok zor olmasa gerek!) Burada -Yeni Sol adına- çıkarılması gereken sonuç, "Doğrudur" diye tek tek kişileri tartışma devrinin geçtiğidir. Eski Solun kişi kültü insanların putlaştırılması devrini çoktan aştığımızı düşünüyorum. Artık konuşulan asıl konular kişiler ve onların "A'dan Z'ye" her yazdıkları/söyledikleri değil.
"Yeni Sağın düşünürü" Peterson, "Political correctness"ı eleştiriyor ve konuşmasında doğrudan Marksizme ve "Sosyalizm" adına ölen ve öldürülen insanlardan bahsetti. Bunun üzerine Zizek'in Marksizmi savunacağını, yani savunmada kalacağını sanmış olabilir. Zizek, doğrudan bodoslama Kapitalizme bindirdi ve en sevdiği konuya geldi: "İdeoloji eleştirisi."
Zizek, mülteciler sorunundan "Political correctness"a kadar herşeyden Kapitalizmi sorumlu tuttu ve tartışmayı izleyen binlerce insan tarafından alkışlandı.
Peterson bunun üzerine, her Sağcı entel dandirit türünün sorusunu Zizek'e de yöneltmek gafletinde bulundu: "Pekiy, kapitalizme alternatif nedir? Doktor Zizek'ten bu konuda her hangi bir çözüm duymadık." Peterson bu konuda çözüm niyetine sadece, "Herkes sorumluluğunu bilirse..." gibi bir şeyler öneriyor -ki bu pek de öneri değil tabii.
Zizek burada, Peterson'un beğenemediği Marx'ı anlatarak, "Eşitlik kavramının (Fransız ihtilalinden kalma) bir Burjuva değer olduğundan bahsetti mesela, Marx'ın da hiyerarşilerden bahsettiğini ama bunların Kapitalizmin hiyerarşileri olmadığını söyledi.
Zizek, Peterson'un saldırdığı/düşmanlaştırdığı ve "Postmodern Neomarksizm" saydığı "Political correctness" konusunda noktayı bir soruyla koydu: "Political correctness savunucularının, kimlikçilerin hangisi Marksist? Bana birinin adını verin!" Bam teli de burasıydı. Bu konuları savunanların bazıları kendilerine Sol/Mol diyebilirler ama hiçbiri "Marksistim" demiyor, yani Peterson, neye karşı olduğunun da pek farkında değil ve Zizek'e bir kişinin adını bile veremedi tabii. Zizek'e alkış! Salon ayakta!
Peterson buna, özgüvensiz bir tonda, "Ama Amerika'da sosyal bilimlerle uğraşanların yaklaşık yüzde yirmibeşi, kendini Marksist diye tanımlıyor" demekle yetindi.
Zizek bu lafla iyice bir dalgasını geçtikten sonra sosyal medyada büyük bir çoğunluk tarafından Toronto'daki "tartışmanın galibi" ilan edildi.
Benzeri bir tartışma en son 1971'de Noam Chomsky ve Michel Foucault arasında yapılmıştı, ama o zamanlar daha internet yoktu ve konuşulanların her sözünü bilmemkaç bin kilometre uzaktan canlı olarak izlemek mümkün değildi ve Türk Solu "Sosyalist devrim mi Milli demokratik devrim mi?" gibi konularla "meşguldü".
Bu tartışmayı asıl ilginç kılan, Marksist düşüncenin yeni türü ve tarzının da -Zizek'de ifade bulmuş mizahi tarafı yüksek halinin de- Sağ'ın en yüceltilen "düşünürleri"ni bile rahatlıkla havada katladığı gerçeğini yeniden güncellemiş olması. Tartışma, Yeni Sol'un neden gelecek vaad ettiğini ve eski beton tipi alıntı manyağı "Reel Sosyalizm" ile göbek bağı olmadığını bir kere daha göstermiş oldu...
Peterson ve Zizek düellosu hakkında...
Sophos Akademi'de Reşat Okur'un yazısı:
https://www.sophosakademi.org/2-filozof-1500-dolara-bilet-3000-seyirci-toronto-tartismasi/
Der Spiegel'de Arno Frank'ın yazısı:
https://www.spiegel.de/kultur/gesellschaft/slavoj-zizek-vs-jordan-peterson-marxist-gewinnt-philosophenduell-a-1263756.html
The Guardian'da Stephen Marche'nin yazısı:
https://www.theguardian.com/world/2019/apr/20/jordan-peterson-slavoj-zizek-happiness-capitalism-marxism