"Dibi görmemize daha var mı, ne dersiniz?"
"2033'de beklediğimiz güzel gönleri görür müyüz?"
"Laik Cumhuriyet yıkılır mı dersiniz?"
Son zamanda böyle sorulara daha sık muhatap oluyorum. Gelecek korkusu bir çok insanın hayatında elle tutulur somut bir hal aldı.
Bu blogun altbaşlığı "İstanbul'dan Dünyaya ve geleceğe bakış", yani geleceği merak eden, kurgulamak ve kurmak isteyenlere de hitap ediyor. Ama gelecek hangi ölçülere kadar tahmin edilebilir -yapılan tahminlerin doğruluk oranı nedir, ne olabilir?
Dünyanın artık gözle görülür bir transformasyon dönemine girdiğini, kurumlarının ve sisteminin temellerinden sarsılmakta olduğunu biliyoruz. Henüz hiç bir şey yerine oturmadığı için olayların nasıl gelişeceği, bu karanlık yolun "tam olarak" nereye çıkacağını bilmiyoruz, bazı tahminlerimiz var elbette -ama herkes bilmek, daha kesin tahminler okumak istiyor. ABD'ye yapılan 11 Eylül 2001 saldırılarını kimse öngörememişti. Bu olayın önemli ayrıntıları (hatta gerçekte kimler tarafından yapıldığı) meçhul. 2008 küresel kategorik sistem krizinin gelişini tahmin edebilenlerin sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. Bilgi denizinde yüzülen internet devrinde insanların bu kadar kör olması, -daha doğrusu doğru öngörüler yapanların önemli kurumlarla ilişkisinin olmaması büyük dezavantaj, çünkü çok isabetli tahminler yapanlar da var. Bu yazı, onlarla ilgili. Ama önce böyle doğru öngörüler yapması beklenen "uzmanlar" hakkında bir çift söz:
Gelecek tahminleri konusunda yirmi yıl muazzam bir çalışma yürüten ünlü Psikoloji profesörü Philip Tetlock 2005'de "Expert Political Judgment" adlı kitabında bu konudaki tesbitlerini ve bulgularını yazmıştı. 284 kelli-felli okumuş-yazmış siyasi yorumcunun 82.361 gelecek tahminlerinin ne kadarının doğru çıktığını inceleyen Tetlock, bu öngörülerin çıkma oranının, konularla ilgilenen amatörlerinkinden farkının olmadığını -yani tesadüflerden ibaret ve sıfırın biraz üzerinde gezindiğini- belgelemiş. Bu konudaki bir sözünü alıntılamadan edemeyeceğim: "Maymunları bir hedef tahtasının önüne oklarla yalnız bıraksanız, onların hedefi vurma ihtimali ne kadarsa, uzmanlarımızın doğru tahmin yapma olasılığı da o kadar". Ama insanlığın tahmin kapasitesi "uzmanlar"la sınırlı değil. Mesela P.M. Dergisi'nin Nisan sayısında konu hakkında yayınlanan bir yazıda, Amerikan gizli servislerinin öngörülerinin çıkma ihtimalinin yüzde 30 olduğu, bu oranı da bizzat bu gizli servislerin tesbit ettiği yazıyor.
Günümüzün bu önemli zorunluluğundan yola çıkarak sorumuzu soralım: Öngörülerinin doğru çıkma ihtimali yüksek olanlar var mı, varsa bunlar kim?
11 Eylül El Kaide saldırısından dilleri yanan Amerikalılar, doğru gelecek öngörüleri yapanları tesbit etmek için "Intelligence Advanced Research Projects Activity" (IAPRA) adı altında 28.000 kişinin katıldığı bir çalışma yapmışlar, öngörüleriyle sıradan insanlardan profesörlere kadar bir dizi insan araştırmaya denek olarak katılmış ve bu insanlar arasından, öngörüleri en çok doğru çıkanları seçmişler. Bu araştırma sayesinde, bu insanların nasıl tipler olduklarını biliyoruz:
Hiç biri her hangi bir konunun uzmanı değil. İdeoloji ve din konusunda herhangi bir bağnazlıkları yok. Hepsi çok meraklı, yani ilgi alanları çok geniş, her konuda az buçuk bilgisi olan tipler. Tek konuda derinlemesine bilgi sahibi değiller, çok yönlüler. Hepsi yaratıcı yanı olan ve sürekli öğrenen insanlar, üstelik başkalarının fikirlerine açıklar, farklı fikirleri dinlemesini biliyorlar. Hepsi, kendi hatalarını kabul edebilen, kendini eleştirebilen, hatalarını düzeltebilen ve konulara önyargısız yaklaşabilen kişiler -ancak bu şartlar altında doğru tahminlerde bulunabiliyorlar ve bunun için de sofistike yöntemlere başvurmayıp, bildiğiniz Google'i kullanıyorlar, olayların tarihi arka planını araştırıyorlar, benzer olaylarla kıyaslıyorlar falan...
Derginin yazdığı kadarıyla IAPRA bu insanlardan Dünyada 200 kişi tesbit etmiş ve bunların 8 tim halinde örgütlenmelerini sağlamış. Bu kişlere öyle hava-cıva sorular sormuyorlar. "Suriye'de barış olur mu, olursa ne zaman?" gibi yeri-süresi belirli kesin soruları yanıtlamaları isteniyor ve yaptıkları tahminlerden onda dokuzunun çıktığı söyleniyor. Şimdi benim sorum:
Türkiye'deki gelişmeler konusunda böyle objektif ve yerinde öngörülerde bulunanabilecek insanlar -bilimsel bir çalışma sonucu- tesbit edilemez mi? Türkiye'de de bal gibi böyle bir grup oluşturulabilir -hatta bu anonim, twitter/facebook üzerinden bile yapılabilir. Tabii burada samimiyet ve konulara tarafsız bakabilmek çok önemli, zira insanlar kendi beklentilerini de rahatlıkla "öngörü" gibi sunabiliyorlar. Diğer önemli konu, tahmin için sorulacak sorular ve onların formülasyonu, -zira iyi bir soru cevabın yarısıdır.