Medya'yanın krizi ve iPad'in Türkiye'de ilk günü

Amerika ve İngiltere'de gazete ve dergiler zor durumda. Modern toplumun ve entelektüalizmin ifadesi sayılan basın/gazetecilik ve 'makale/deneme' tarzı yazı yazmak/okumak kültürü, modern toplumu belirleyen faktörlerden sayılıyor. 
iPad'in Türkiye'de de satılmaya başlandığı bu gün itibariyle John Lanchester'ın medyanın geleceği konusundaki tahminlerine değinmeliyiz. 
MP3 formatında müziğin internette gezmesi ve oradan bedava indirilmesiyle başlayan süreçte, müzik endüstrisinin nasıl paniğe kapıldığını, şimdi kısmen sakinleştiğini ve çıkardığı plaklardan, eskisinden daha az kazanmayı kabul ettiğini biliyoruz. Müzik endüstrisinde sanatçılar kendi işlerini internetten doğrudan pazarlamaya başladılar falan. Zaten iTunes diye birşey var, müzik internette.
Murdoch'un internet gazetelerini ücretli yapması girişiminin tutmaması herkesi kara kara düşündürüyor. John Lanchester, medyaya iTunes gibi birşey kurmalarını önermişti. Ama bunun tutmayacağı anlaşıldıktan sonra Lanchester, "gazetelerin sonu"ndan bahsetmeye başladı. (London Review of Books, 16.12.2010). Türkiye için bunun geçerli olmayacağını, zaten gazetelerin az satıldığı gerçeğine sığınarak söyleyebiliriz. Ama gazete okumak denen şeyin günlük hayatın şartı sayıldığı modernleşmiş ülkelerde, gazete okuma anlayışlarının hızla değişmekte olduğunu belrtmeliyiz. iPad, bu yeni anlaşışın bir sonucu olarak ortaya çıkmış bir kült objesi sayılabilir. Parasız ve sınırsız bir internet deryası var.
(Bundan en memnun olanlardan biri de benim!)
Ama kimse, internette gezinip birşeyler okurken sınırlarla karşılaşmak ve ücret gibi şeyler düşünmek istemiyor. Gazetelerin finansmanı giderek zorlaşacak gibi görünüyor. Gazetelerin sürekli biryerlerden kısmak zorunda kalacağı düşünülecek olursa, gelecekte en cazip anlayış, bir tür süpermarket anlayışı olabilir. bunun işaretleri şimdiden görünüyor.
Her gazete, başarılı elemanlarına/sayfalarına/tarzına doğru indirgenmeye başlayabilir. Mesela bir gazetenin kültür yazıları ön plana çıkarken, bir diğerinin siyasi yorumcuları, öbürünün magazin sayfaları tutabilir. Burada, gazete okuyanların, internetten sadece bu güzel sayfalara abone olmaları ve kendi gazetelerini bilgisayar başında kendilerinin oluşturması trendi ortaya çıkabilir.
(Bu istikamette düşünen medya eleştirmenleri az değil.)
Zaman içinde belli uzmanlaşmaların ön plana çıkması bile, gazetelerin nasıl finanse edileceği sorusunu yeterince yanıtlamıyor. Haber işini ajansların bizzat devralabileceği bir gelişmenin bu trendi desteklediği düşünülecek olursa, gazete dışında gelişen internet alternafif medyasının, basında kendine daha geniş bir yer bulabileceği anlaşılıyor. Yeni internet medyasının denetimi kıt ve güvenilirliği sorunlu. Bu tip sorunları çözülürse, medyada internet ağırlığı giderek güçlenebilir. Ve medyanın, büyük bir süpermarket gibi işleyeceği söylenebilir. "Gelişmiş ülkelerde" okur, neleri okumak istediğini, sonsuz çeşitlilik arasından kendisi seçecek ve okuma listelerini kendisi oluşturacak. bunları iPad gibi araçlarla yapacak ve okuyacak gibi duruyor. 
(Tabii bütün bunlar kaç yıl devam edecek ve elektrikler kesilip sistem çökünce ne olacak -oraya hiç girmiyoruz. Ben doğada bol bol gezinmeyi, dağları sahillere tercih etmeyi ve daha az okuyup daha çok susmayı ve kendiliğinden yaşamayı desteklerdim gibi geliyor!)